Asıl Borçlu Hakkındaki Takip Kesinleşmeden İcra Kefiline İcra Emri Gönderilemez


İtiraz ve Şikayet, Menfi Tespit, İstirdat davaları, İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali davaları, İlamlı, İlamsız Takip, İcra Takibi Hakkında Temel Bilgiler, Takibin Kesinleşmesi, Taahhüdü İhlal vb.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2014/34917
KARAR NO: 2015/11497


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi G.K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından asıl borçlu Tek Nar Danışmanlık ...Ltd Şti hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, 24.03.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararına dayalı olarak şirket adresinde yapılan menkul haczi sırasında şirket ortaklarından Sabahattin Minister'in icra kefili olduğu, icra kefili şikayetçinin icra emri tebliği üzerine icra mahkemesine başvurusunda, asıl borçlu hakkında icra takibi kesinleşmeden alınan icra kefilliğinin geçerli olmadığını, icra kefilliği tarihinde ve icra emri tebliğ tarihinde henüz asıl borçlu hakkında takibin kesinleşmediğini, icra kefili yapılmasına ve icra emri gönderilmesine ilişkin memur işleminin iptalini talep etmiş, mahkemece “asıl borçlu hakkında takip kesinleşmeden icra kefilliğinden alınan kefaletin hukuken geçersiz olduğu” gerekçesi ile şikayetin kabulü ile şikayetçi hakkındaki takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

İİK'nın 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İcra kefiline karşı ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. Fakat, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s: 767) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas 1. cilt, s: 834) (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002).

İcra kefaletleri İİK'nun 38. maddesinde düzenlenmiş olup, niteliği itibari ile müteselsil kefalet hükmündedir. İcra kefili sıfatı ile takipte yer olan kişi, takibin asıl borçlusu sıfatına haiz değildir. Bu nedenle kendisi hakkında yapılan takipte takibin iptalini isteyemez. Kefaletin şekli anlamda geçersiz olması halinde bile, sadece icra kefiline gönderilen icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekir.






Somut olayda, 24.03.2014 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında şikayetçinin asıl borçlu Tek Nar Danışmanlık ...Ltd Şti. için icra kefili olduğu, şikayetçiye icra emrinin 28.04.2014 tebliğ edildiği görülmüştür. Şikayette taraf olmayan asıl borçlu şirkete ise ödeme emri 25.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere, icra kefili olan şikayetçiye, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilmesi usulsüz olup mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.


SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Genel İcra Hukuku” sayfasına dön