AKARYAKIT POMPALARININ HACZİ


İtiraz ve Şikayet, Menfi Tespit, İstirdat davaları, İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali davaları, İlamlı, İlamsız Takip, İcra Takibi Hakkında Temel Bilgiler, Takibin Kesinleşmesi, Taahhüdü İhlal vb.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

T.C
YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2013 / 7667
Karar: 2013 / 11699
Karar Tarihi: 12.09.2013

ÖZET: Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle bayilik sözleşmesini getirtip incelemek, gerekli ise akaryakıt firmasını davadan haberdar ederek davayı takip etme ve delillerini sunma olanağını sağlayarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Kabule göre de; istihkak davalarında mülkiyetin tespitine ve mahcuzların aidiyetine yönelik hüküm kurulamayacağının dikkate alınması gerekir.(2004 S. K. m. 96, 97/A) (6102 S. K. m. 133, 211)


Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz edene tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire`ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:


Karar: Davacı vekili, Kastamonu 2. İcra Müdürlüğü`nün 2012/6780 Sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Taşköprü 1. İcra Müdürlüğü`nün 2012/471 Sayılı talimat dosyasında yapılan 12.10.2012 tarihli hacze konu menkullerin davacı Kollektif Şirkete ait olduğunu, ortağın şahsi borcu sebebiyle şirket mallarının haczedilemeyeceğini belirterek istihkak iddiasının kabulüyle haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davaya konu haczin, takip borçlusunun kredi kartı başvurusu sırasında bildirdiği, ödeme emrinin de tebliğ edildiği yerde ve borçlunun huzurunda yapıldığını, burada görülen vergi levhalarının hiçbirinin üçüncü kişi şirket adına düzenlenmediğini, borçlunun hacizde yetkilisi olduğu davacı şirket adına istihkak iddiasında bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece toplanan delillere göre, 6102 Sayılı T.T.K.nun 133., 211. maddeleri gereğince ortağın şahsi borcu sebebiyle Kollektif Şirketin mal varlığının haczedilemeyeceği, alacaklının hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından, şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabileceği, bilanço düzenlenmemişse bilançonun düzenlenmesi neticesinde borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine haciz konulabileceği gerekçesiyle davanın kabulüyle mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğunun tespitiyle haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


Dava, üçüncü kişinin İ.İ.K.nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.

Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin de tebliğ edildiği takip adresinde ve borçlunun huzurunda yapılmıştır.

İ.İ.K.nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir.

İspat yükü altında olan üçüncü kişi hacze konu akaryakıt pompalarının şirkete ait olduğunu iddia etmiş, ancak buna yönelik fatura, envanter kaydı vb. bir belge dahi sunamamış, istihkak iddiasını kanıtlayamamıştır.

Diğer yandan akaryakıt istasyonlarındaki pompaların, akaryakıt firması tarafından bayilik sözleşmesindeki şartlar dahilinde ödünç olarak bayinin kullanımına bırakılması ticari yaşam içinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu koşullarda Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle bayilik sözleşmesini getirtip incelemek, gerekli ise akaryakıt firmasını davadan haberdar ederek davayı takip etme ve delillerini sunma olanağını sağlayarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.

Belirtilen hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.

Kabule göre de; istihkak davalarında mülkiyetin tespitine ve mahcuzların aidiyetine yönelik hüküm kurulamayacağının dikkate alınmaması isabetli değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İ.İ.K.nun 366. ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. (H.M.K.m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 618,30 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Genel İcra Hukuku” sayfasına dön