Borçlunun Ölümünün Takip Sırasında Öğrenilmesi Maddi Hataya Dayalı Taraf Değişikliği


İtiraz ve Şikayet, Menfi Tespit, İstirdat davaları, İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali davaları, İlamlı, İlamsız Takip, İcra Takibi Hakkında Temel Bilgiler, Takibin Kesinleşmesi, Taahhüdü İhlal vb.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2016/23351
KARAR NO : 2017/14425


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçinin, alacaklı tarafından muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibin, murisin vefat ettiğinin öğrenilmesi üzerine kendilerine yönlendirildiğini, ölü kişi hakkında takip yapılamayacağından mirasçılar hakkında da takibe devam edilemeyeceği gerekçesiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile muris hakkında başlatılan takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.

HMK'nun 124/3. maddesi uyarınca; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. Buna göre, alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından, alacaklının HMK.'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür.

İcra İflas Kanunu'nun 53/2. maddesine göre; "İcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiş veya resmi tasfiyeye tabi tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis olunmamışsa, borçlu hayatta olsaydı hangi usul tatbik olunacak idi ise, terekeye karşı ona göre takip devam eder.”

Somut olayda, yukarıda anılan yasa hükümlerine uygun olarak murisin ölümünün takip sırasında öğrenilmesi üzerine, alacaklı tarafça taraf değişikliği yapılarak mirasçılar hakkında takibe devam edildiği, sonrasında, icra müdürlüğüne verilen 15/05/2015 tarihli dilekçe ile alacaklının seçimlik hakkını kullanarak takibi terekeye karşı yürüteceğine ilişkin beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda, mahkemece, takibin terekeye karşı devam ettirildiği dikkate alınarak, terekenin resmi tasfiyeye tâbi tutulup tutulmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Genel İcra Hukuku” sayfasına dön