İcra İnkar Tazminatı Ne Zaman İstenebilir - Dava Dilekçesinde İstenilmemesi -Sonradan İstenebileceği


İtiraz ve Şikayet, Menfi Tespit, İstirdat davaları, İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali davaları, İlamlı, İlamsız Takip, İcra Takibi Hakkında Temel Bilgiler, Takibin Kesinleşmesi, Taahhüdü İhlal vb.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2280
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/3691
Karar No:2015/9591
K. Tarihi:29.06.2015


MAHKEMESİ :

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


- K A R A R -

Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davalı vekili, müvekkilinin almış olduğu malın bedelinin büyük kısmını 3 adet ticari çek vererek ödemiş olduğunu, diğer kısmını da elden ödediğini, borç ödenmemiş gibi yeniden tahsil edilmek istenmesinin kötüniyetli olduğunu, bankalara yazılacak yazılarla bu çeklerle yapılan ödemelerin ortaya çıkacağını, 22.09.2008 tarihli faturanın kapalı fatura olduğunu ve bedelinin ödendiğinin açık olduğunu belirterek, davanın reddine ve davacılar aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında borç ilişkisi olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, davalı tarafça dava konusu fatura bedellerinin ödendiği iddia edilmekte ise de, davalının yaptığı bu ödemelerin takibe konu faturalara ilişkin olduğunun ispat edilemediği gerekçeleriyle, davanın kabülü ile davalı tarafından Siirt İcra Müdürlüğü'nün 2012/461 sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, davacı tarafından talep olmadığından icra inkar tazminatı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davalının temyizi yönünden; davacı, icra takibinde 4 adet faturaya dayanmıştır. Bu faturalardan 22.09.2008 tarih ve 076357 seri nolu fatura, kapalı fatura mahiyetindedir. Sözkonusu fatura davacı tarafından mahkemeye sunulmuştur. Kapalı fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğinden, fatura bedelinin ödenmediğini ispat yükü davacıdadır. Bu durumda davacının somut olaya göre bu faturaya dair iddiasını kanıtlayamamış olduğu gözetilerek, sözkonusu fatura bakımından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

3- Davacı taraf, dava dilekçesinde, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmesine rağmen, dava açarken sadece takip asıl alacak miktarı olan 147.110,79-TL üzerinden harç yatırmıştır. Bu durumda mahkemece, davacı yana bu husus açıklattırılarak takibin tamamı üzerinden itirazın iptali talebinde bulunuyor ise, takip toplamının 241.655,40-TL olduğu da dikkate alınarak eksik harç tamamlattırıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, eksik harçla yargılama yapılıp, icra takibindeki alacağın tümü üzerinden takibin devamına karar verilmesi doğru olmamıştır.

4- Davacıların temyiz istemi yönünden; İİK 67. madde uyarınca icra inkar tazminatı yargılamada karar verilinceye kadar, ıslah olmaksızın talep edilebileceğinden, davacıların bu talebi kabul edilerek, alacağın faturadan kaynaklandığı da gözetilip, icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, talebin reddi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına, (4) nolu bentteki sebeplerle davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 1995/12-296
K. 1995/404
T. 19.4.1995


• İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Duruşmada da İstenebileceği )

• İCRA İNKAR TAZMİNATI TALEBİNDE SÜRE

• SÜRE ( İcra İnkar Tazminatı Talebinde )

• DAVANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI ( İcra inkâr tazminatı )


1086/m.185

2004/m.67,68,69,72,169,170


ÖZET : 1 )Görülmekte olan bir dava sırasında oluşacak zarar miktarı dava açılması sırasında bilinmesi mümkün olmadığına göre, alacaklının bu tür davalar sırasında oluşabilecek tüm zararını alabilmesi amacıyla icra inkar tazminatına hükmedebilmek için ( talep ) şartı bulunan hükümlerdeki bu şartın sadece dava dilekçesinde yer alması gerektiğinin ileri sürülmesinin, hükmedilecek bu tazminatın niteliği ve kapsamı ile bağdaşmadığı görülmektedir.


2 ) Bunun dışında yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre, icra inkar tazminatına, görülen davada hükmedilmesi gerektiği, bu tür tazminatın ayrı bir dava ile istenemeyeceği de dikkate alındığında, talep şartının sadece dava dilekçesi ile sınırlanmasının menfaatler dengesine uygun düşmediğinden bir başka deyişle, adaletli sonuç doğurma imkanı tanınmadığından bu görüş benimsenmemiştir.





3 ) Kaldı ki dava dilekçesinde icra inkar tazminatı istenilmemişsede ilk oturumda davacı vekilince, sözlü olarak bu tazminat talep edilmiş ve davalılarca o anda bu isteğe açıkca karşı çıkılmamış bulunulmaktadır.


DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tavşanlı İcra Tetkik Mercii`nce davanın kabulüne dair verilen 16.6.1994 gün ve 16/30 sayılı kararın incelenmesi davacı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.10.1994 gün ve 12892-13256 sayılı ilamı ( ...Her ne kadar alacaklı vekilinin itirazının kaldırılması istemini içeren 23.3.1994 tarihli dilekçesinde tazminat istemi yok ise de, adı geçen 21.4.1994 tarihli duruşma sırasında tazminat talebinde bulunulduğu görülmektedir. İİK.`nun 68 /son maddesinde itirazın kaldırılması isteminin kabulü halinde borçlu aleyhine tazminata hükmedileceği öngörülmüş, bu istemin süreye bağlı olduğu hususunda bir koşula yer verilmemiştir. Bu nedenle tazminat istemine muvafakat edilmediğinden bahisle bu talebin reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Uyuşmazlığın dayanağı olan İ.İ.K`nun 68 /son maddesinde ve aynı Kanunun 169/a6, 170/3 maddelerinde, icra tetkik merciinde yüzde kırktan aşağı olmamak üzere hükmedilmesi öngörülen tazminatlar, özellikle borçluların süre kazanmak kastıyla takibe karşı yaptıkları haksız itirazların önlenmesi ve alacaklıları da, takiplerde daha dikkatli olmaya sevketmek için konulmuştur. Zararın başladığı tarihten yargılama süresinin sonuna kadar oluşacak taraf zararlarının, karşılanmasını amaçlamaktadır. İİK.`nun 68 /son, 169/a-6 maddelerinde bu tazminatı talep için belirli bir süre koşulu öngörülmemiştir. İ.İ.K.`nun 170/3 maddesinde ise, tazminata hükmedilmesi için talep şartı dahi aranmamaktadır. Açıklanan nitelikleri gözönüne alındığında, HUMK.`nun 185. maddesindeki -davanın, karşı tarafın iznine bağlı olarak tevsi edilebileceği- kuralının, takip hukukuna ilişkin bu tazminatlar yönünden uygulama yeri bulunmamaktadır.


Öte yandan, doktrinde benimsenen ve mahkemece de kabul edildiği şekilde, İ.İ.K.`nun 68. maddesindeki icra ve inkar tazminatının, talep şartına bağlı olması nedeniyle bu talebin mutlaka dava dilekçesinde yer alması gerektiği aksi halde iddianın genişletilmesi savunması ile karşılaşılabileceği görüşünün icra inkar tazminatının özelliği ve niteliği ile bağdaşıp bağdaşmayacağı üzerinde de durulmalıdır. Bilindiği üzere uygulamada icra inkar tazminatı olarak nitelendirilen bu tazminat türü, İ.İ.K.`nun sadece dava konusu olan 68. maddesinde değil, aynı Yasa`nın 67, 68/a, 69, 72, 169/a ve 170. maddelerinde de yer almış bulunmaktadır. Bu tür tazminatın amacı bir yönden, borçluları dayanaksız bir şekilde icra takibine itiraz etmekten men etmek, diğer yandan ise itiraz veyahut ihtiyati tedbir alınmak suretiyle durdurulan icra takibi nedeniyle alacağına zamanında kavuşmayan alacaklının bu sebepten kaynaklanan zararın ayrı bir davaya gerek olmaksızın giderilmesini sağlamaktır. İşte bu nedenledir ki, Yasa`da icra inkar tazminatına taban olarak % 40 oranı öngörülmekle yetinilmemiş, alacaklının ileri sürüp kanıtlayabilmesi halinde tazminata bu oran üzerinde de hükmedileceği kabul edilmiş bulunulmaktadır.


Yukarıda sayılan tüm maddelerde varsayılan zarar, icra takibine itiraz veyahut ihtiyati tedbir kararı alınıp, uygulanması anında itibaren başlayıp, itirazın kaldırılması, itirazın iptali, veyahut menfi tesbit davası sonuçlanıncaya kadar olan devrede oluşan zarardır.

Görülmekte olan bir dava sırasında oluşacak zarar miktarı dava açılması sırasında bilinmesi mümkün olmadığına göre, alacaklının bu tür davalar sırasında oluşabilecek tüm zararını alabilmesi amacıyla icra inkar tazminatına hükmedebilmek için ( talep ) şartı bulunan hükümlerdeki bu şartın sadece dava dilekçesinde yer alması gerektiğinin ileri sürülmesinin, hükmedilecek bu tazminatın niteliği ve kapsamı ile bağdaşmadığı görülmektedir. Bunun dışında yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre, icra inkar tazminatına, görülen davada hükmedilmesi gerektiği, bu tür tazminatın ayrı bir dava ile istenemeyeceği de dikkate alındığında, talep şartının sadece dava dilekçesi ile sınırlanmasının menfaatler dengesine uygun düşmediğinden bir başka deyişle, adaletli sonuç doğurma imkanı tanınmadığından bu görüş benimsenmemiştir.


Kaldı ki dava dilekçesinde icra inkar tazminatı istenilmemişsede ilk oturumda davacı vekilince, sözlü olarak bu tazminat talep edilmiş ve davalılarca o anda bu isteğe açıkca karşı çıkılmamış bulunulmaktadır.


Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.


SONUÇ: Davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğuyla karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Genel İcra Hukuku” sayfasına dön