İcra ve İflas Kanununda İştirak halinde tasarruf edilen mallarla ilgili yargı kararları


İtiraz ve Şikayet, Menfi Tespit, İstirdat davaları, İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali davaları, İlamlı, İlamsız Takip, İcra Takibi Hakkında Temel Bilgiler, Takibin Kesinleşmesi, Taahhüdü İhlal vb.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2280
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

İCRA VE İFLAS KANUNU

İştirak halinde tasarruf edilen mallar :
Madde 94 –
(Değişik: 18/2/1965-538/52 md.) Bir intıfa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir taşınmazdaki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin taşınmazın kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. (Ek cümleler: 17/7/2003-4949/25 md.) Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların devri, alacaklının haklarını ihlâl ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tâbidir. Diğer taşınırlarda icra dairesi başkasına devre mâni tedbirleri alır. (Mülga üçüncü cümle: 17/7/2003-4949/25 md.)

Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip edebileceğini tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir. Borçlunun zilyed bulunduğu bir taşınmaz üzerindeki fevkalade zamanaşımı ile iktisabını istemek hakkının haczedilmesi halinde, icra dairesi zilyedliğin başkasına devrine mani olacak tedbirleri alır ve alacaklıya bir ay içinde taşınmazın borçlusu adına tescili için dava açması yetkisini verir. Mahkemenin tescil kararı ile taşınmaz bu alacaklı lehine mahcuz sayılır. İkinci fıkra hükmü, almaya hak kazandığı veya almakta bulunduğu emekli veya yetim maaşını istifa için icap eden yoklama muamelesini yaptırmıyanlar hakkında yetkili makama bildirmek suretiyle tatbik olunur. Alacaklının bu sebeple yapacağı kanuni masraflar ayrıca takip ve hükme hacet kalmaksızın dairece borçludan tahsil olunur.

Muvazaa nedeniyle açılan sıra cetveline itiraz davasında, davalı/alacaklının savunmasında İİK mad. 94 uyarınca alacağının temini için borçlunun edinmediği taşınmazla ilgili olarak dava açtığını ve davasının kabul edilerek borçlunun taşınmazı üzerine haciz koydurduğunu ileri sürmesi ve borçlulara araç satışı yaptığını belirterek adi yazılı araç satış sözleşmesi ibraz etmesi, ayrıca borçlular tarafından davalı aleyhine ihalenin feshi ve şikayet dosyalarının da ikame edildiğini ileri sürmesi nedenleriyle mahkemece bu iddialar üzerinde durulması gerektiğinden, davalı/alacaklının İİK mad. 94 uyarınca ikame edilen dava dosyası, adi yazılı araç satış sözleşmesinde bahsedilen araçlara ait trafik tescil kayıtları, ihalenin feshi ve şikayet dosyaları celp edilip sözleşmelerin de sıhhati araştırıldıktan sonra muvazaanın varlığı konusunda yeterli inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 25.09.2019 T. 6387/3852

Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesinin muhafaza edeceği ve bu şeylerin haczi için icra dairesi tarafından el konulmasının geçerlilik şartı olacağı- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, kıymetli evraktan sayıldığı bu nedenle, bu evrakın haczi için fiilen el konulmasının zorunlu olduğu-

12. HD. 25.06.2019 T. 7450/11046

Adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan kar payını haczettirebileceği- Adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya verilebilecek tasfiye payının da haczedileceği-

12. HD. 30.05.2019 T. 4259/9664

İcra müdürlüğü ekranından Takip borçlusunun alacaklı olduğu icra takip dosyalarının sorgulanmasına ilişkin talebin haciz talebi niteliğinde olmadığı, bu talebin takibin yürütülmesine yönelik icra müdürlüğünce alacaklının talebi üzerine yasa gereği yapılması zorunlu olan bir işlem olmadığı ve yapılacak sorgulamanın Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırılık teşkil ettiği-

21. İSTANBULBAMHD. 15.04.2019 T. 3160/801

Adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu olduklarına ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabileceği ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabileceği-

. HGK. 26.03.2019 T. 12-763/344

Davacı; davalı yüklenici tarafından sözleşmenin muvazaalı olarak dava dışı ''....... Ltd. Şti.'ne devredildiğini, bu iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu iddia etmesine rağmen bu konuda yeterli inceleme yapılmadığının anlaşıldığı, davalı ...... ile sözleşmenin devredildiği ....... arasında organik bağ bulunması halinde devrin muvazaalı olduğu kabul edilerek sonuca varılması gerekeceği-

23. HD. 16.01.2019 T. 1601/77

Borçlunun, şikayet tarihinden sonra haricen kısmi ödeme yapması üzerine, alacaklı tarafından haczin fekki talebinde bulunulmuş ise de, icra müdürlüğünce, tüm dosya takip çıkışı üzerinden harç yatırıldığı takdirde haczin kaldırılmasına karar verildiği de görülmekle, borçlunun şikayette hukuki yararı bulunduğu-

12. HD. 08.11.2018 T. 4693/11150

İİK. mad. 94 uyarınca karar verilebilmesi için, yüklenicinin arsa sahibi malike karşı tüm edimlerini yerine getirmesi gerekeceği- Mahkemece davalının savunması da nazara alınarak mahallinde keşif yapılıp yüklenicinin sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirip getirmediği, arsa sahibinin açmış olduğu tazminat davası olup olmadığı, yüklenici adına tescili talep edilen dairenin son daire olup olmadığı, başka daireler varsa sözleşmede kademeli devir kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı hususları üzerinde de durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, temlikin geçersizliğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

23. HD. 07.11.2018 T. 1276/5182

Yüklenicinin inşaat alanından çıkarılmadığı takdirde inşaatın yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekeceği, aksinin bunu iddia eden davalı arsa sahipleri tarafından isbat edilmesi gerekeceği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan adi belgeler dayanak yapılarak inşaatı kimin yaptığının tespitinin mümkün olmadığı-

23. HD. 01.10.2018 T. 5799/4380

İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemi- İİK. mad. 94 uyarınca açılan davalarda ancak mülkiyet ve diğer ayni hakların hak edilip de henüz devredilmemesi halinde borçlu adına tescili istenebileceği ve bunun için yüklenicinin edimlerini ifa etmiş ve sözleşmeye göre bağımsız bölümün tesciline hak kazanmış olması gerektiği- Davalı arsa sahibinin eksik iş bedelinin ve gecikme nedeniyle kira bedelinin tahsili için dava açtığı, ayrıca dava dışı bir başkasının hüküm ile tesciline karar verilen bağımsız bölümün adına tescili için dava açtığı anlaşıldığından, bu davaların sonucunun beklenilmesi ve gerektiğinde inşaatın en son durumu keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporu ile belirlenip kademeli devir aşaması da gözetilerek en azından davacı alacaklının alacak tutarını karşılayacak şekilde bağımsız bölüm tesciline hak kazanıp kazanmadığı belirlenerek davacının alacağını karşılayacak şekilde bir veya birden çok dairenin irtifakının oluşturulmuş olması durumunda kat irtifakına göre alacağa tekabül edecek şekilde yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 17.09.2018 T. 8443/4246

İİK mad. 121'de belirtilen "..icra memuru satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorar" hükmüne başvurulmadan terekedeki elbirliği halinde tasarruf edilen bir malın borçlu mirasçının borcundan dolayı satılması mümkün olmayacağı-

12. HD. 03.07.2018 T. 8814/7214

Ek sözleşme, harici olarak imzalandığı gibi, asıl sözleşmeye göre arsa sahipleri aleyhine "ağırlaştırıcı hükümler" içerdiğinden, anılan protokolün geçerli olduğunun kabulünün mümkün olmadığı- Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, inşaatın ortak alanlarında ve yüklenicinin kendi bağımsız bölümlerine de yaptığı imalatlar hariç, sadece arsa sahiplerinin bölümlerine yapılan fazladan imalatların tespit edilmesi ve hüküm altına alınması gerektiği- Davacı yüklenici şirket vekili, fazladan yapılan imalatlar nedeniyle, ıslah işlemi yapmış olup, davalılar vekilleri , ıslaha karşı süresinde zamanaşımı definde bulunduklarından davalıların zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi ve fazladan imalatlar için yapılan ıslah işlemi hakkında buna göre bir karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 28.06.2018 T. 1581/3792

Bağımsız bölüm arsa sahipleri tarafından davalıya satılmış olup, borçlu yüklenici ile davalı arasında yapılmış bir tasarruf olmadığından davacının bu taşınmazla ilgili tapuların iptali ile yüklenici borçlular adına tescilini (tasarrufun iptalini) talep etmesinin mümkün olmadığı- Arsa sahiplerinden biri sözleşme uyarınca bu dairenin ½ sinin kendisine ait olduğunu, diğer yarısını para karşılığı yükleniciden satın aldığını,diğer bir dairenin ise teminat dairesi olduğunu ve henüz yüklenicinin sözleşme edimlerini yerine getirmediğini savunmuş olup, İİK. mad. 94 uyarınca açılan davanın kabul edilebilmesi için yüklenicinin arsa sahiplerine karşı olan edimlerini yerine getirmiş olması gerekeceğinden mahkemece, davalı arsa sahiplerinin savunmaları üzerinde durularak yüklenicinin sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirip getirmediğinin daha detaylı araştırılması gerektiği-

23. HD. 13.06.2018 T. 6039/3663

Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payının, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceğini- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberleri, kıymetli evraktan sayıldığından, bunların haczi için ise İİK. mad. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğunu- Anonim şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması ve İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-

12. HD. 23.05.2018 T. 175/5035

Davacı daha sonra vermiş olduğu dava dilekçesi dikkate alınmadan davacının ilk dilekçesi üzerinden, İİK mad. 277 ve devamı maddelerindeki koşulların değerlendirilmesi gerektiği, davacı, davasını İİK mad. 94 göre devam edileceği düşüncesi ile, tasarrufun iptalini istediği ve başlangıçta buna göre taraf gösterdiği bir kısım davalılar hakkındaki davadan feragat etmiş ise de feragatin dayanağı kalmadığından ve feragat hakkının özünden vazgeçme niteliğinde olmadığından geçersiz olup, davalılar, davada taraf olmaları yönünde dahili davalı yapılarak, İİK mad. 277 ve devamı maddelerine göre yargılamanın yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-

17. HD. 22.05.2018 T. 19356/5327

Davacının, davalıların babasından alacaklı olduğunun, davalıların babasının borcunu ödemeye yeterli mal varlığı bulunmadığının, borçlunun murisinin çekişmeli taşınmazı davalılara muvazaalı bir şekilde aktardığının, ancak davalıların babası tarafından muvazaaya dayalı bir dava açılmadığının, davalılar adına oluşan kaydın iptali ile borçlu adına tescili isteği ile eldeki davanın açıldığının anlaşıldığı, davada, iddianın açıklanan bu niteliği itibari ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılmamış olup, davacıya icra dairesince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 94. maddesi uyarınca verilen yetki kapsamında dava açıldığı, hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekeceği-

1. HD. 07.05.2018 T. 10332/9918

Birleşen davada, davacının davalıdan taşınmaz satın aldığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, görevin, kamu düzeninden olan ve re'sen gözetilmesi gereken bir husus olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesi görevi kapsamında olduğu-

23. HD. 05.03.2018 T. 776/2042

Davacının, 02.02.2016 tarihli celseye mazeret dilekçesi sunduğu, mahkemece mazeretinin kabul edildiği ancak, duruşma gününü UYAP’tan öğrenmesine karar verildikten sonra, bir dahaki celseye gelmeyince, davanın, üçüncü kez takipsiz bırakılması nedeniyle, açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, davacının UYAP ortamından duruşma gününü öğrenmesi şeklinde bir talebi olmadığından ve HMK’da UYAP’tan duruşma gününü öğrenme şeklinde bir usul hükmü bulunmadığından, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-

23. HD. 01.03.2018 T. 3935/2006

İİK'nın 94/2 maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında davacı yüklenici alacaklısı olup, alacaklı tarafından yüklenici adına tescil talebinde bulunularak davanın açılacağı-

23. HD. 01.03.2018 T. 8437/2013

Şikayetçi haciz alacaklısının icra mahkemesine başvurusu, "alacaklı oldukları icra dosyası üzerinden İİK. mad. 120 gereğince verilen yetki belgesini, diğer bir icra dosyasına ibrazları üzerine, ilgili icra müdürlüğünce verilen kararın kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece bu kapsamda inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği-

12. HD. 28.02.2018 T. 29154/2100

İİK mad. 121 gereği alacaklı tarafından alınan yetkiye istinaden açılan ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın duruşma açımlaksızın evrak üzerinde görülemeyeceği- Davacı vekiline tebliğ edilen muhtıra ile tensip iki haftalık kesin süre verilip, bu süre içinde ara kararı gereği yerine getirilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmişse de, kesin süre gereğinin davacı vekili tarafından süresi içerinde yerine getirildiği ve karar verildiği tarihten önce de kesin sürenin yerine getirildiğinin mahkemeye bildirildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-

6. SAMSUNBAMHD. 27.02.2018 T. 737/741

Davacının davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yükleniciye isabet eden 3 bağımsız bölümün İİK. mad. 94/2 uyarınca yüklenici adına tescilini; diğer 2 bağımsız bölüm yönünden ise, tasarrufun iptali talep etmiş olup, bozma ilamı gereğince tefrik edilen her iki davanın da icra takibine konu alacağını tahsili amacıyla açılmış olduğu- Tasarrufun iptali davası, temyiz edilmeden kesinleştiğinden, öncelikle, bu davaya konu 2 taşınmazın davacının alacağını karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi, karşıladığının anlaşılması halinde, İİK. mad. 94/2 uyarınca açılan dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiği- Tasarrufun iptali davasına konu anılan bölümlerin, davacının alacağını karşılamadığının anlaşılması halinde ise; dava konusu ... bağımsız bölümün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatını teşkil etmesi nedeniyle eksik işler bedelinin bu bağımsız bölümden karşılanacağı hususu da gözönünde bulundurularak davalı arsa sahibinin, ilam ile belirlenen eksik işler bedeli ve gecikme tazminatının tahsili için başlattığı icra takibindeki miktar hesaplanıp dava konusu olan .. numaralı bağımsız bölümde, bu bedele karşılık gelen hisse belirlenerek kalması halinde artan hissenin davalı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 15.02.2018 T. 373/414

İİK. mad. 94 uyarınca açılan alacak davasında, yükleniciden alacaklı olan davacının talep edebileceği bedelin, yüklenicinin arsa sahibinden alacaklı olduğu bedel ile sınırlı olduğu- Dava dışı yüklenicinin, arsa sahiplerinden imalat bedeli için açtığı davanın birleştirilmesine karar verilip, binanın zemin katında projeye aykırı değişikler nedeniyle inşaatın davalı arsa sahiplerince kullanılıp kullanılamayacağı, imara ve projeye uygun hale getirmenin mümkün olup olmadığı, inşaatın statiğinde projeye aykırılık bulunup bulunmadığı, bu şekilde bir aykırılık varsa güçlendirme ile giderilip giderilemeyeceği, güçlendirme bedelinin ne olduğu hususları üzerinde durularak, gerek proje, gerekse imara aykırılıklar giderilebilecekse bunların giderilme bedeli, statiğe aykırılık bulunması halinde güçlendirme bedeli yapı maliyetinden düşürülerek belirlenecek bedel itibariyle sonucuna göre karar verilmesi, proje ve imara aykırılıklar veya statiğe aykırılık giderilemeyecek mahiyettte ise bu durumda yapılan inşaatın arsa sahipleri açısından maddi bir değeri olamayacağından davanın reddedilmesi gerektiği-

23. HD. 22.01.2018 T. 7016/139

İİK'nın 94. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, davacı tarafından davalı ile diğer mirasçılara da davanın yöneltilmesi, bu davalıların yasal hasım olması nedeniyle zorunlu olduğu, her biri hakkında ayrı yetki alınmasına gerek bulunmadığı gibi icra dosyasında taraf olmamaları sebebiyle onlar hakkında yetki alınmasına da imkân bulunmadığından, mahkemece, davalı dışındaki davalıların yasal hasım olduğu ve onlar hakkında bir yetki belgesi alınmasına icra dosyasında taraf olmamaları sebebiyle imkân da bulunmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, HMK'nın 119. maddesinde dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanması gereken usul kuralları düzenlenmiş ise de, somut olayda davacı vekilinin HMK'nın 119/1. maddesi hükmüne uygun olarak dava dilekçesinde davalının T.C. kimlik numarasını belirtip ayrıca tespit ettiği bir adresi de bildirilmek suretiyle davalı adresini tespiti mümkün olacak şekilde bildirdiği, kaldı ki dava dilekçesinde sadece T.C. kimlik numarasına yer verilmiş olsa dahi mahkemece davalının yerleşim yeri adresine ulaşılabileceği, ayrıca icra dosyasında tebligat yapıldığı, gerekçeli kararın da TK'nın 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiği nazara alındığında, davalı adresinin bu hususlar nazara alınarak belirlenmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekeceği-

23. HD. 12.06.2017 T. 1340/1762

Menkul hükümlerine göre gecekondu niteliğindeki taşınmaza yapılan haczin kaldırılmasına ilişkin şikayette borçlu, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ise taşınmaz hükümlerine göre haciz konulmasını talep ettiği görüldüğünden, mahkemece, taleple bağlı kalınarak (HMK. mad. 26) şikayet konusu hakkında karar verilmesi gerekirken, talep olmadığı halde, taşınmazın tapu kaydına konulan haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-

12. HD. 19.04.2017 T. 10832/6122

Mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-

12. HD. 07.03.2017 T. 12347/3362

İİK. mad. 94. maddesi uyarınca, alacaklının, borçlunun iktisap eyleyip de, henüz tapu siciline tescil ettirilmeyen mülkiyet veya diğer ayni hakları borçlu namına tescilini isteyebileceği- Dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydında bir kısım haciz şerhleri bulunduğu anlaşılmış olup, anılan taşınmazın, bu haciz yükleri ile birlikte davacıların alacaklarını karşılayıp karşılamayacağı ya da ne kadarını karşılayacağı üzerinde durulmamış olduğundan, bilirkişiden, açıklanan bu hususla ilgili olarak ek rapor alınarak, karara en yakın tarih itibariyle, icra dosyalarında davacıların alacaklarının ulaştığı miktarlar da göz önünde bulundurularak, mevcut hacizler nedeniyle bu taşınmazın muhtemel satış bedelinden davacıların alacaklarını tahsil edip edemeyecekleri, duruma göre diğer bağımsız bölümlerin de yüklenici adına tescilinin gerekip gerekmediği ya da bu bağımsız bölüm dışında başka bağımsız bölümlerin tesciline karar verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği- İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan davanın amacı, taşınmazların borçlu adına tescili yoluyla, davacıların alacaklarını tahsil etme imkanına kavuşmalarını sağlamak olup, tapu iptal ve tescil talebi reddedilen bağımsız bölümlerin değerleri üzerinden davacılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, davacıların icra dosyalarındaki alacaklarının ulaştığı miktarlar dikkate alınarak, gerekirse eksik harcın tamamlatırılması ve sonuç olarak dava konusu edilen miktar üzerinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiği-

23. HD. 16.02.2017 T. 717/444

Anonim şirkette, payın, hisse senedine bağlanmasının zorunlu olmadığı- Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalacağı ve hisse senedine bağlanmamış (çıplak) payın da hisse senedi gibi haczedilebileceği- Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payın, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. mad. 94/1 c.3); buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda olmadığı, anonim şirkete bir ihbarname göndermekle de yetinebileceği- İcra müdürlüğünce borçluların şikayetçi şirketteki hisselerinin haczi için şirket merkezine gidildiği, alacaklı vekilinin talebi ile icra memuru tarafından, hisselerin haczedilerek pay defterine işlenmesi için şikayetçi şirkete üç gün süre verildiği, İİK'nun 103. maddesi uyarınca tebliğ yerine geçmek üzere haciz zabtının bir suretinin şikayetçi şirkete verildiği görüldüğünden, mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, İİK'nun 103. maddesi gereğince tebligatın yapıldığı tarihler itibariyle tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-

12. HD. 19.01.2017 T. 21556/662

Komandit şirketlerde, şirketin borcundan dolayı komanditerler hakkında takip yapılabilmesinin mümkün olduğu, bunun için, şirket hakkındaki takibin semeresiz kalması yada şirketin infisah halinde olmasının ön koşul olduğu ve bu durumlarda, komanditerlerin sorumlu oldukları miktarın, koymayı taahhüt ettikleri sermayelerin zimmetlerinde kalan kısmı olduğu-

12. HD. 28.12.2016 T. 18426/26292

Davacı tespitten önceki sebeplere dayalı olarak eldeki davayı açtığı, davalı ve davacının kötü niyetli olduğunu iddia ve ispat etmiş olmadıkları, istendiğinde İcra iflas Kanunu'nun 94/3. Maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünden alacakları yetkiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde aslında davalının maliki olduğu ancak sehven davacı adına tespit ve tescil edilen 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazın borçlu adına tescili istemiyle dava açma haklarının bulunduğu- Hal böyle olunca, mahkemece davanın kabulüne çekişmeli 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kargir ev ve müştemilatı ve arsa niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline, davalılar ve davalının borcundan dolayı konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-

16. HD. 30.11.2016 T. 1743/9485

Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğunun olmadığı- Hisse senedi çıkarılmış ise bunların İİK'nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilip ve muhafaza altına alınacağı- Hisse senedi çıkarılmamış ise borçlunun 3.kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İİK'nun 94. maddesi gereğince, icra dairesi tarafından şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedileceği- Borçlunun hissesinin haczedildiğinin tebliği üzerine haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunlu olduğu- Ancak şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılacağı- Öte yandan icra müdürlüğünce mahalline bizzat gidilerek haczin şirkete tebliği suretiyle ve bu hususu tutanakla tespit ederek pay haczi yapılabileceği- Bu durumda da haczin şirkete tebliğ edildiği tarihin haciz tarihi sayılacağı- Anonim ve hisseli komandit şirketlerin henüz kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmamış hisselerinin haczinde, İİK'nun 94. maddesi doğrultusunda yapılan tebliğden sonra şirket idaresi itirazda bulunmamış veya itiraz reddedilmiş ise hisselerin borçlu adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğunun kesinleştiği- Haciz keyfiyetinin borçlunun hissesini elinde bulunduran 3. şahıslara ihbar edileceği- Bu konudaki şikayet bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunduğundan borçlunun süresiz şikayet hakkı olduğu-

8. HD. 15.11.2016 T. 15039/15530

Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından alabilecekleri gibi borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların,İİK.'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini sağlayarak da alabilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Alacaklıların, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haiz olduğu- Yeni TTK hükümleri uyarınca, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısının, 6762 s. TTK.nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkına sahip olduğu- Limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkının devir ve temlik edilemeyeceği ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamayacağı- Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payının devralınmış olmayacağı- Esas sermaye payının devredilebilmesinin 6102 sayılı TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkün olduğu-

12. HD. 10.11.2016 T. 30527/23256

İİK. mad. 94 uyarınca yetki belgesi alan alacaklının, TMK. mad. 562 uyarınca açtığı tenkis istemli davada, önceden tasarrufun iptali istemi ile dava açılmış oması nedeniyle derdestlikten söz edilemeyeceği-

17. HD. 25.10.2016 T. 17309/9328

İİK. mad. 94/2. maddesi uyarınca davalı ile dava dışı yükleniciler arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, dava dışı borçlu yüklenicinin hakettiği bağımsız bölümlerin davalı arsa maliki adına kayıtlı olan tapularının iptali ile yüklenici adına kayıt ve tescili talep edilmiş olup, davacının dayandığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde iki yüklenici bulunmakta olup; sözleşmede imzaları olan bu kişiler hak ve borçlara sahip olmakla birlikte, sözleşme hükümlerine göre hangi dairenin hangi yükleniciye isabet edeceği açıkça düzenlenmediğinden, davanın, her iki yüklenicinin de hukukunu etkilemekte olduğu ve bu durumda, anılan yüklenicilerin, savunma haklarını kullanabilmesi bakımından davada taraf olarak gösterilmeleri gerektiği-

23. HD. 22.06.2016 T. 5529/3827

Davalı borçlu dava dışı şirkette sahibi olduğu çıplak payları çalışanına ve annesine satarak devretmiş, daha sonra dava açılmadan nama yazılı hisse senedi olarak geri almış ancak nama yazılı geri alındığı iddiasına rağmen haciz sırasında nama yazılı hale getirilen paylara ait hisse senetleri bulunmamış olduğundan, icra müdürünce, hisse senetlerinin basılı olup olmadığı ya da ilmühaber çıkarılıp çıkarılmadığı saptanıp belgeye bağlanmış ise İİK. mad. 88 uyarınca; hisse senetleri basılı değil veya belgeye bağlanmamış ise bu payların çıplak pay haczine ilişkin İİK. mad. 94 uyarınca, haciz ve satış yapılması gerektiği- Dava konusu paylar borçluya dava açılmadan önce geri iade edildiğinden; belirtilen şekilde bu payın haczi ve sonrasında satışı mümkün olup davacının alacağını tahsil imkanı bulunmadığından söz edilemeyeceği ve bu durumda, fiilen haczinin yapılamadığından bedele dönüşen ve tazminat istemli açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi kararı ve davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-

17. HD. 14.06.2016 T. 6378/7277

Borçlu dışında kalan aile efradından olan anne, baba ve eşin nüfus kaydının alınarak ölü olup olmadıkları ve ölmüş iseler dosyaya taraf kaydederek mal varlığı sorgulaması ve araştırması yapılarak icra dosyası ile ilgisi olmayan üçüncü kişiler yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, nüfus kaydı ve diğer sorgulama işlemlerinin hakkında takip kesinleşen borçlular yönünden uygulanabileceği, üçüncü kişiler ile ilgili yapılacak sorgulamaların Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırılık oluşturduğu, takip ile ilgisi bulunmayan borçlu durumunda olmayan kişilerin kişisel kimlik bilgileri ile durumlarının araştırılmasının icra müdürlüğünde görevli katip ve müdürlerin görevleri kapsamında bulunmadığı- Alacaklı vekilince, borçlunun anne ve babasının ölmüş olduğunun bildirilmesi ve taşınmaz bilgilerinin sunulması halinde, İİK. mad. 94. uyarınca gereğince işlem yapılabileceği-

12. HD. 05.05.2016 T. 33810/13366

İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, icra müdürlüğünce, davacıya İİK. mad. 94 uyarınca, borçlunun iktisap ettiği ve henüz tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer hakların borçlu namına tescili veya bu nedenle doğan alacağın tahsili için dava açmak üzere yetki verilmesi, davacı tarafından da bu yetkiye dayanarak, davanın açılması gerektiği- Mahkemece, dava açmak üzere icra müdürlüğünden yetki alması için HMK. mad. 52, 53, 54 ve 77/1 hükümleri uyarınca, uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilmesi; verilen süre içinde bahsi geçen yetkinin alınamaması durumunda ise, davanın HMK. mad. 54/son ve 77/1 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 20.04.2016 T. 4167/2535

İİK'nın 94/2. maddesine dayalı olarak açılan davada, adına taşınmazların tescili istenen borçluya husumet yöneltilmesine gerek bulunmadığı- İİK. mad. 94 uyarınca alınmış bir yetki belgesi bulunmadığından tapu ve tescil istemine ilişkin davanın HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu- Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmayacağı- Alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece tanık dinlenemeyeceği ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı; davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği Davalının takip tarihi, davacının takip tarihinden önce olup, her ikisinin alacağının da herhangi bir belgeye dayalı olmadığının anlaşılması halinde, davalının alacağının, davacının alacağından daha önce doğduğunun kabulü gerekeceği-Satış tarihi itibariyle geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesiyle sıra cetvelinde kendisine pay ayrılmamış olan alacaklıya yönelik açılan davanın hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise,"sıra cetvelinin iptali"ne değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-

23. HD. 31.03.2016 T. 8955/2043

Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak "kâr payı" veya "tasfiye payı"na haciz konulmasının mümkün olduğu, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı- İcra müdürlüğünce çıkarılan haciz müzekkerelerinde adi ortaklığın hakedişlerinin haczine ilişkin bir karar bulunmasa da, borçlu "adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulduğu"nu iddia etmiş olduğundan, mahkemece, adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığının sorularak saptanması sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-

12. HD. 24.02.2016 T. 33798/5106

İİK'nun 94. maddesine göre borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, ancak İİK. mad. 121 uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbar edileceği hakkında bir düzenleme bulunmadığı, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de göz önünde bulundurularak mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-

8. HD. 24.02.2016 T. 21214/3199

Şikayete konu haciz müzekkeresi ile haczi istenen şikayetçi şirket dışındaki borçluların hisseleri olup, bu haciz müzekkeresi, şikayetçi borçlu aleyhine bir sonuç doğurmadığından ve şikayetçinin hukukunu etkilemediğinden şikayetçinin şikayette hukuki yararının olmadığı-

12. HD. 23.02.2016 T. 661/5007

Yüklenici kendi edimini yerine getirmedikçe, karşı taraftan edimini ifa etmesini talep edemeyeceğinden, İİK. mad. 94/2 uyarınca, alacaklının, borçlu adına tescil isteyebilmesi için, yüklenicinin dava konusu bağımsız bölümleri haketmiş olması gerektiği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı yüklenici tarafından sözleşmelere göre hakedilip edilmediğinin, bu hususta davalı arsa sahibince dosya kapsamına sunulan tüm delillerin incelenip, gerekirse konusunda uzman bilikişilerden rapor alınmak suretiyle, tespit edilerek sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği-

23. HD. 23.02.2016 T. 2289/1032

İİK.mad. 94 gereği borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, İİK'nun 121.maddesi uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, Yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbarının yapılacağı hakkında bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de gözönünde bulundurularak Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-

8. HD. 10.02.2016 T. 21209/2073

Alacaklıların İİK'nun 94/2. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilebilmesi için, yüklenicinin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip dava konusu bağımsız bölümlerin tescillerini hak etmiş olması gerektiği- İnşaat yapılacak parsellerin bir kısmında imalata hiç başlanmadığı, genel inşaat seviyesinin ise % 34,18 olduğu ve işin teslimi gereken süresinin aşılarak yüklenicinin teslimde temerrüde düştüğü anlaşıldığından, inşaatın bu seviyesi itibariyle ve yüklenicinin temerrüde düşmesi nedeniyle, özellikle yüklenicinin inşaatı terk ettiğinin tespit edilmesi karşısında, artık yüklenicinin talep edebileceği ancak adına tapuda kaydedilmeyen bir bağımsız bölümün varlığından sözedilemeyeceği ve mevcut seviye itibariyle ve inşaatın terk edilmesi karşısında arsa sahiplerinin sözleşmelerin geriye etkili feshini (dönme) talep etme haklarının mevcut olduğu- Birleşen dava davacısı yönünden eldeki davaların açılabilmesi için yasal şart teşkil eden yetki belgesinde hangi bağımsız bölümlerin tescili istendiği yazılmadığı için belgenin usulsüz olduğu; sözleşmeler uyarınca hak edip etmediği denetlenmeksizin taşınmazın tümüyle yüklenici adına tesciline karar verilmesi, kararda ada numarasının ve hangi davalıların ne oranda hissesinin iptal edildiğinin gösterilmemesi, alacağın miktarı ve tapuda iptal ve tescil edilen bağımsız bölümlerden hangisinin değeri daha düşükse ona göre harç hesabı yapılması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi ve davacısı şirket olan birleşen davalarda alacağa karşılık gelecek miktardan fazla olarak bağımsız bölümlerin tapularının iptal ve tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

23. HD. 29.01.2016 T. 9828/518

İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan davalarda, ancak mülkiyet ve diğer ayni hakların hak edip de henüz devredilmemesi halinde borçlu adına tescilinin istenebileceği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölüm yönünden hak ve borçların devir ve tesciline karar verilmiş olmakla ve karar sadece davacı tarafça temyiz edildiğinden, aleyhe bozma yasağı kuralı nedeniyle, dava dışında olan ancak mahkeme kararı ile borçlu hale getirilenin ve borcun devri karşısında alacaklı bulunan TOKİ’nin eldeki davada yer almasında hukuki yararları gereği zorunluluk bulunduğu-

23. HD. 27.01.2016 T. 4123/415

Davacı tarafından İİK. mad. 94/2 uyarınca davalılar ile yüklenici arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, borçlu yüklenicinin hakettiği bağımsız bölümlerin davalı arsa malikleri adına kayıtlı olan tapularının iptali ile yüklenici adına kayıt ve tescili talep edildiğine göre, yüklenicinin de savunma hakkını kullanabilmesi bakımından davada taraf olarak gösterilmesi gerektiği ve bu durumda, davacı tarafa, yüklenici aleyhine dava açılması için süre verilmesi ve açılması halinde iş bu dava ile birleştirilerek bir karar verilmesi, dava açılmaması halinde ise dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 02.12.2015 T. 5368/7002

Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birisi olan borçlu şirketin borcundan dolayı, adi ortaklığın istihkak alacağı üzerine haciz konulamayacağı-

12. HD. 16.11.2015 T. 27832/28231

İİK.nun 94. maddesinde düzenlendiği şekilde yetki belgesi alınmadan açılan "davanın reddine", borçlu davalı tarafından yargılama sırasında borç ödendiği anlaşılan icra dosyası yönünden konusu kalmayan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu-

23. HD. 13.11.2015 T. 9074/7288

Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı, bu hükümlere aykırı olarak davranılması halinde bu hususun, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabileceği-

12. HD. 12.11.2015 T. 15581/27869

İİK. mad. 94/1 uyarınca anonim şirket payının haczi, alacaklıların borçlu şirket ortağının şirket payı ve hissesini haciz talebine ilişkin olup, doğrudan anonim şirketin borcundan dolayı ortakların pay ve hisselerinin haczinin mümkün olmadığı-

12. HD. 09.11.2015 T. 14296/27348

Davacı, "davalının belediye adına kayıtlı taşınmaz üzerinde intifa hakkı kazandığını" ileri sürerek "bu hakkının tapu siciline tescilini" talep etmiş olup, mahkemece, hakları haleldar olacağından dava dışı belediyenin davaya dahil dilmesi hususunda, davacıya belediye aleyhine dava açılması için süre verilmesi ve davanın açılması halinde iş bu dosya ile birleştirilmesi, açılmaması halinde ise dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği- İİK. mad. 94 uyarınca açılan tescil talepli davada icra müdürlüğünce yetki belgesi alınarak ibraz edilmesi dava şartı ise de, bu husus HMK. mad. 115/2 uyarınca dava sonuçlanıncaya kadar her zaman tamamlanabileceği-

23. HD. 02.11.2015 T. 6465/7003

Mahkemece, davacıya verilen yetki belgeleri uyarınca 12 parsel üzerindeki binanın iskân ruhsatının alınıp alınmadığı, SGK prim borçlarının ödenip ödenmediği, Belediye ve SGK İl Müdürlüğü'nden sorulması, gelen yazı cevaplarıına göre mahallinde uzman bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak, binada eksik iş olup olmadığı var idiyse bedelinin tespiti ayrıca davalının iddiası doğrultusunda tamamladığı eksik iş ve ödemelerin inşaat seviyesine etkisinin tespiti ile yüklenicinin sözleşme gereği 13 numaralı parselin kendi adına tesciline hak kazanıp kazanmadığı yönünde denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-

23. HD. 18.09.2015 T. 4193/5982

Davalı arsa sahibi ile borçlu yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi fesihle ile sonuçlanmış ise, borçlunun bu sözleşme gereğince mülkiyet hakkı bulunmadığı ve ikinci yüklenici ile borçlu arasındaki devir sözleşmesinde de borçluya karşı herhangi bir bağımsız bölüm devri taahhüdü olmadığı için İİK. mad. 94/2'ye dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın dinlenemeyeceği- İİK. mad. 94/2 uyarınca icra dairesince alacaklıya yetki verilmesi gerekirken, "para alacakları"yla ilişkili olan İİK. mad. 120 uyarınca düzenlenen yetki belgesi ile yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin de hatalı olduğu-

23. HD. 10.09.2015 T. 5091/5760

Borçlu, haciz ihbarnamesi gönderilen şirketin ortağı olduğundan, borçlu yönünden şikayetçi şirketin üçüncü kişi sayılmayacağı ve İİK. mad. 89 uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesinin sonuç doğurmayacağı- Borçlunun anonim şirketteki çıplak paylarının haczinin ancak İİK. mad. 94. maddesi uyarınca yapılacak haciz işlemi ile mümkün olduğu-

12. HD. 29.06.2015 T. 7283/18263

İcra müdürlüğünce alacaklı tarafın talebi ile borçlu şirketin ticaret sicil kaydına hak ve alacaklarına haciz konulması için yazı yazıldığı, Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısında da sicil kayıtlarında şirket sermayasine haciz konulduğu anlaşılmış olup, şikayete konu haciz işleminin yasal dayanağı İİK. mad. 88 ve 94 kapsamında haciz uygulanması gerekir iken, ticaret sicil kayıtları üzerine haciz konulmasının isabetsiz olduğu- Şikayet edenin şirket yetkilisi olması durumunda, şikayette hukuki yararının da bulunduğu-

12. HD. 15.06.2015 T. 6553/16500

Haciz kararı verildiği tarihte ve söz konusu hisselerin takip borçlusundan 3. kişilere devredildiği tarihlerde, haczin ve devrin konusu, anonim şirketlerdeki çıplak paylar olup bu paylar için hisse senetlerinin basılmamış olduğu ve ilmühaber çıkarıldığına dair hiçbir belge de sunulamadığı, dolayısıyla haciz kararının verildiği tarihte çıplak pay niteliğinde olan şirket hisseleri, haciz tarihinden önce muvazaalı olarak devredilmemiş olsaydı, çıplak payın haczine ilişkin İİK. mad. 94/1 uyarınca kolaylıkla haczedilebilecek ve alacaklı alacağını bu yolla tahsil edebilecek iken çıplak paylar nama yazılı hale getirilip borçlu tarafından geri alınmak suretiyle alacağın tahsilinin imkansız hali getirilmiş olduğu- Bu dönüşümden sonra borçluya ait anonim şirket pay sahipliğini salt bir haciz yazısı ile haczettirebilme imkanının tamamen ortadan kaldırılmış, onu temsil eden nama yazılı hisse senetlerinin icra memuru vasıtasıyla fiilen el koydurularak haczedilmesi zorunluluğunun doğduğu- Devirden sonra yapılan hacizde ise nama yazılı hale getirilen paylara ait hisse senetleri bulunamadığından fiilen haczinin mümkün olmadığı, ortaklar pay defterine haciz şerhi işlenmesi ile yetinilmiş olduğu, ancak bu kaydi haczin, alacağın tahsiline imkan sağlamadığı- Bu halde anonim şirket paylarının borçlu tarafından geri alındığı, davacının dava açmakta hukuki yaranını bulunmadığı ileri sürülemeyeceği, gibi davalı 3. kişilerin, tasarrufların konusu olan malı bir başka kişiye (4.kişiye) devreden konumunda olduklarından, İİK. mad. 283/2 uyarınca tazminatla sorumlu tutulmaları gerektiği- Zira davalı 3. kişiler her ne kadar pay sahipliği haklarını (anonim şirket paylarını) borçluya iade etmiş iseler de, iyiniyetli 4. kişiye devredilmiş gibi sorumlu tutulmaları gerektiği, yani hisse senetleri 4. kişiye devredilmiş olsaydı hangi sebeple sorumlu tutulacak idi iseler, somut olayda da aynen o sebebin mevcut olduğu- Mahkemece davacının davasını İİK. mad. 283/2 uyarınca bedele dönüştürdüğü gözetilerek davacının kati aciz belgesindeki alacağı ile sınırlı olarak, davalı 3. kişilerin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden oldukları da dikkate alınarak, davalı 3. kişilerin hisse senetlerinin devir tarihindeki değeri tutarında tazminatla sorumlu tutulmaları gerektiği- Dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi halinde, davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-

17. HD. 15.05.2015 T. 9767/10637

Mahkemece, davacı alacaklının alacaklı olduğu miktarın ve ayrıca yüklenici davalı adına tesciline karar verilecek bağımsız bölümlerin karar tarihine en yakın tarih itibariyle değerlerinin belirlenip, davacının alacağını karşılayacak oranda tapu iptali ile tesciline karar verilmesi gerektiği, 3 ayrı bağımsız bölümün tapu iptali ile tesciline karar verilmesinde isabet görülmediği-

23. HD. 14.04.2015 T. 9355/2558

İcra müdürlüğünce, borçlunun 6831 s. K. mad. 2/B kapsamında kullanıcı olduğu taşınmazların üzerine “kulanım ve zilyetlik hakkının üçüncü şahıslara devrinin engellenmesine” yönelik olarak tapuya şerh verilmesine karar verilmişse de, ilerde yasal koşullar tahakkuk ettiği takdirde, borçlu adına taşınmaz üzerinde doğabilecek talep hakkı üzerine haciz konulması usulsüz olup, malik olmayan borçlunun borcu için 6831 s. K. mad. 2/1-B kapsamında Hazine adına kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak henüz doğmamış olan hakkı bu aşamada haczedilemeyceği ve İİK. 94/3'ün de olayda uygulama yeri bulunmadığı- İcra müdürünce ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hususunda bir düzenleme bulunmadığı-

12. HD. 09.04.2015 T. 35391/9109

Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payının, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. mad. 94); icra dairesinin ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorunda olu; haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haczin, bildirinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için ise İİK. mad. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğu, bu sebeple haciz müzekkerlerinin tebliğ edildiği tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği-

12. HD. 06.04.2015 T. 33588/8569
12. HD. 06.04.2015 T. 33587/8570
12. HD. 06.04.2015 T. 33589/8567

Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, TTK.'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğu- Çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmeden İİK. 94/l C.3 gereğince anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebileceği- Mahkemece bilirkişi aracılığıyla anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haciz müzekkerelerinin tebliğ edildiği tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, karar verilmesi gerektiği-

12. HD. 06.04.2015 T. 33590/8566

Davanın kabulüne dair 27.02.2008 tarihli ilk kararın, davalılardan kooperatif, H.C. ve E.Ö. tarafından temyiz edildiği, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın ise, bu kez ilk kararı temyiz etmeyen davalılar ve davalı kooperatif tarafından temyiz edildiği, böylece, davacı lehine, ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden usuli müktesep hakkın oluştuğu, davalı kooperatifin ise, somut olayda taşınmazların adına tesciline karar verilen işbu davada kararı temyiz etmede hukuki yararının bulunmadığı-

23. HD. 02.03.2015 T. 6351/1282

Dava dilekçesinin mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği (HMK. mad. 122/1)- Ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağı (HMK. mad. 137)- Dava şartı olan İİK. mad. 94. uyarınca davacının yetki belgesi alması hususunun her zaman tamamlanabileceği-

23. HD. 02.01.2015 T. 7951/7001

Halka açık bir anonim şirket hissesinin, çoğu zaman tedavül ya da saklama kolaylığı sebebiyle bir aracı kurum ya da İMKB üyesi bir Banka nezdinde açılmış bir hesapta bulunduğunun görüldüğü, bu tür durumlarda borçlunun halka açık bir anonim şirkete ait hisse senedinin haczi için haciz tarihinde yürürlükte bulunan 2499 s. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 10/A maddesi uyarınca merkezi kayıt kurumu üyesi bulunan Banka ya da aracı kuruma, İİK m. 89 gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yeterli bulunduğu-

12. HD. 17.11.2014 T. 24315/27520

Alacaklının, borçlunun henüz tapuya tescil ettirmediği bir taşınmazını borçlu adına tescil ettirmek için icra dairesinden dava açma yetkisi verilmesini isteyebileceği; borçlunun üçüncü bir kişideki alacağını haczettiren alacaklının, bu alacağı tahsil için dava açabileceği, icra dairesinin, burada da alacaklıya vereceği belge üzerine alacaklının, davayı takip edebileceği- İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak alınan yetki ile alacak davası açılamayacağı, davacının böyle bir alacak davasını takip yetkisi bulunmadığı, dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gerekçesiyle HMK. mad. 114/1-e ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddi gerektiği-

23. HD. 05.11.2014 T. 1770/6968

Davanın İİK’nun 94.maddesi uyarınca alınan yetkiye dayanılarak alacağın tahsiline yönelik açılmış olması nedeniyle, İİK 277 ve devamı maddelerinin olayda kıyasen uygulanması gerektiği, dava değerinin davacının alacak tutarı ile sınırlı olacağı ve bu miktar üzerinden harç alınması gerektiği gözetilerek harç ikmali yapılmasına gerek olması gerekeceği-

. HGK. 01.10.2014 T. 23-2305/741
. HGK. 01.01.2014 T. 23-2305/741

Dava dışı borçlu şirketin davalı arsa sahibinden olan alacağı taşınmaz devrine ilişkin olduğundan, dava dışı şirketin davalıdan para alacağının bulunmadığı- Davalının taşınmaz devri borcunu yüklenicinin istemi üzerine yerine getirdiği, taşınmazı devretmesiyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiği anlaşıldığından İİK. mad. 120 uyarınca açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

23. HD. 24.09.2014 T. 6150/5908

Sadece haciz yazısının yazılıp uygulanması halinde, İİK'nun 89. maddesindeki olumsuz sonuçların doğmayacağı ve borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmayacağı-

12. HD. 23.09.2014 T. 23514/22310

Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılmasının zorunluluğunun olmadığı, hisse senedi çıkarılmış ise, bunların İİK. mad. 88 uyarınca icra müdürlüğünce haczedilebileceği ve muhafaza altına alınacağı; çıkarılmamış ise, borçlunun üçüncü kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse haklarının İİK. mad. 94 gereğince şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedileceği, şikayetçi şirketin hisse senedi çıkardığı yönündeki iddiası hakkında mahkemece, resmi kayıtlar incelenerek bir tespit yapılmamış olduğundan, mahkemece gerektiğinde bilirkişi aracılığıyla şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması gerekeceği-

12. HD. 15.05.2014 T. 11901/14524

Ortağın borcundan dolayı anonim şirketteki çıplak payın haczinin gerçekleştirilmesinin İİK. mad. 94 hükmüne; hisse senedi veya onun yerine geçen ilmühabere bağlanmış payların haczinin gerçekleştirilmesinin ise İİK. mad. 88 hükmüne tâbi oluğu, borçlunun ortağı olduğu anonim şirket, hisse senedi çıkarmış ise, bu hisse senetlerinin İİK. mad 88/1 uyarınca, taşınır malların haczi hakkındaki hükümlere göre haczedileceğinden; mahkemece, gerektiğinde uzman bilirkişi aracılığıyla şirketin kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haciz işlemine başlanıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılması gerektiği- Haczin pay defterine işlenmesinin, hacizde bir geçerlilik şartı olmayıp, muhafaza tedbiri niteliğinde olduğu-

12. HD. 12.05.2014 T. 11612/14068

İcra müdürlüğü, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memurunun mahalline (şirket merkezine) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabileceği-

12. HD. 22.04.2014 T. 9590/11864

Borçlunun reddetmediği miras yolu ile kazandığı ve henüz tapu siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescilinin alacaklı tarafından istenebileceği (İİK. mad. 94/2), miras hissesinin ancak tescille birlikte haczedilebileceğine ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı- Murisin ölümü ile miras hakkı kazanılacağından borçlunun murisinden intikal eden gayrimenkuller üzerindeki miras hissesinin haczi mümkün olduğu-

12. HD. 01.04.2014 T. 7087/9427

6102 s. TTK. mad 133 uyarınca, bir sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına -6762 s. K. mad. 145'de yer alan düzenlemenin aksine-, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkının tanınmış olduğu- İcra müdürlüğü, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memurunun mahalline (şirket merkezine) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabileceği-

12. HD. 01.04.2014 T. 7213/9331

Arsa sahiplerinin, sözleşme gereğince tüm edimlerini yerine getirmemesi ve davadan önce yüklenicinin kendilerini temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir delil bulunmaması karşısında dava açılmasına neden olduklarından söz edilemeyeceğinden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-

23. HD. 07.03.2014 T. 8798/1710

Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, 6102 s. TTK. mad. 486/2, 490, 645, 647 ve 654 gereğince kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK. mad. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğu-Bağlantı İcra müdürlüğünce borçlunun şikayetçi şirketteki hisselerinin haczi için şirket merkezine gidildiği, şirket çalışanı tarafından pay defterinin mali müşavirde olduğunun ve borçlu 'nun şirkette payı bulunmadığının beyan edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin talebi ile icra memuru tarafından, hisselerin haczedilerek pay defterine işlenmesi için şikayetçi şirkete üç gün süre verildiği, hisselerin tutanak tarihi itibariyle haczedildiğinin bildirildiği ve İİK. mad. 103 uyarınca tebliğ yerine geçmek üzere haciz zaptının bir suretinin şikayetçi şirkete verildiği görüldüğünden, mahkemece, İİK. 103 gereğince tebligatın yapıldığı tarih itibariyle borçlunun şirkette hissesi bulunup bulunmadığının, var ise bu hissenin hisse senedine bağlanıp bağlanmadığının tespitinden sonra İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-

12. HD. 06.03.2014 T. 4248/6548

İİK'nın 94. maddesinin, sadece borçlu namına tescil talepleri yönünden uygulanabileceği- İİK. mad. 94'e dayalı olarak alınan yetki ile alacak davası açılamayacağı- Dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi gerektiği-

23. HD. 27.02.2014 T. 7652/1425

İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak alınan yetki ile alacak davası açılamayacağı, davacının böyle bir alacak davasını takip yetkisi bulunmadığı, dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın HMK.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Genel İcra Hukuku” sayfasına dön