13. Hukuk Dairesi 2016/21792 E. , 2019/11211 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/21792 E. , 2019/11211 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirket ile dava dışı ... Kablo San.ve Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan alım-satım protokolünden doğan anlaşmazlık nedeni ile, davalı şirketin ortak tanıdıkları vasıtası ile kendisinden hukuki yardım istediğini, neler isteyebileceklerini yazılı olarak bildirdiğini ancak bir süre sonra bu işi kendi başlarına çözemeyeceklerini söyleyen şirket yetkilisinin vekaleten işi yapmasını önerdiğini, kendisinin de kabul ederek işin değerinin %12'si olmak üzere vekalet ücreti hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, bunun üzerine davalının kendisine vekaletname verdiğini, uzun süren işlemler sonunda dava açılmaksızın anlaşmazlığı sonuçlandırdığını ve taşınmazın davalı şirket adına tescilini gerçekleştirdiğini ancak vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 4.000,00 USD karşılığı 8.880,00 TL vekalet ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile alacağını toplam 20.000,00 USD karşılığı 58.200,00 TL’na yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı avukat, davalıya dava dışı hukuki yardımda bulunduğunu ve aralarındaki sözlü anlaşma gereğince işin değerinin %12’si oranında vekalet ücretine hak kazandığını ileri sürerek alacağının tahsilini istemiş, davalı ise aralarında ücret kararlaştırılmadığını, yapılan işin de dava dışı yardım statüsünde bulunduğunu, bu kapsamda avukata ödeme yapmasına rağmen bedelin beğenilmeyerek iade edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Taraflar arasında yazılı vekâlet ücreti sözleşmesi bulunmadığı, davacı avukat tarafından davalının dava dışı şirketle olan ihtilafının dava ve icra takibi yapılmaksızın dava dışı yolla çözüme kavuşturulduğu, bu kapsamda avukatın önce dava dışı tarafa ihtar çektiği, ihtara olumlu cevap alınması üzerine dava dışı şirketin işyerine davalı şirket yetkilileri ile giderek ihtilafın çözülmesini sağladığı taraflar arasında ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 5043 sayılı Yasa ile değiştirilen Avukatlık Kanununun 164/4. madde ve fıkrasına göre; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.” hükmünün somut olayda uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Mahkemece, dosya kapsamında alınan rapora itibar ile avukat tarafından verilen hizmetin yerine getirildiği, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde ‘dava ve işler‘ ibaresinin kullanıldığı, bu kapsamda verilen hizmetin 164. madde çerçevesinde değerlendirilebileceği kabul edilerek taleple bağlı kalınarak işin değerinin %10’u oranında ücrete hükmedilmiştir. Oysa ki somut olayda avukat tarafından takip edilen bir dava veya icra takibi bulunmamaktadır. Bu durumda Avukatlık Kanunu 164. madde hükümleri uygulanamaz ve ihtilaf Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak çözümlenmelidir. Hal böyle olunca mahkemece, işlemin yapıldığı tarihteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan dava ve takiplerin dışındaki hukuki yardımlarda ödenecek ücret esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön