13. Hukuk Dairesi 2017/934 E. , 2019/11134 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/934 E. , 2019/11134 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 01/07/2014 tarihinde davalı simsar (... Gayrimenkul) ve dava dışı 3. kişi ile 3. kişinin maliki olduğu taşınmazın 210.000,00 TL bedel karşılığında kendisine satılması konusunda simsarlık sözleşmesi akdettiklerini, bu yönde malike kapora olarak 2.000,00 TL verdiğini, ancak taşınmaz malikinin evi satmaktan vazgeçerek aldığı kaporayı 07/07/2014 tarihinde iade ettiğini, sözleşmeden dönen tarafın kendisi olmadığını, bu nedenle davalının icra takibi başlatarak ücret ve cezai şart bedeli talep edemeyeceğini ileri sürerek; ... 7.İcra Dairesinin 2014/11931 esas sayılı icra dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sözleşmeden dönenin davacı taraf olduğunu ileri sürerek davanın reddini ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının simsarlık ücretinden sorumlu olduğu ancak, cezai şart dolayısıyla borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra dosyasından 12.876,63 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine konu edilen simsarlık sözleşmesi alacağıyla ilgili menfi tespit davası olup; taralar arasındaki uyuşmazlık, taşınmaz satım sözleşmesi yapmaktan kaçınan tarafın kim olduğuyla ilgilidir.
1-Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. (TBK m.520) TBK'nın 521. maddesine göre simsar ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Ancak hüküm emredici nitelikte olmayıp, tarafların bunun aksine anlaşmaları mümkündür. Somut olayda dosyaya davalı vekilince aslına uygunluğu onaylanarak sunulan sözleşme örneğine göre, 14/07/2014 tarihli, taraflar ve dava dışı 3. kişi ... arasında imzalan, '(5)Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesi' nin 5 ve 6. maddesine göre 'alıcı ve satıcı kendilerine bu anlaşmayı sağlayan ... Gayrimenkul'a iş bu sözleşmenin imzası anından itibaren her biri yukarıda yazılı satış bedelinin %3+KDV'si oranında komisyon ücreti ödemeyi kabul ve taahhüt ederler. (6) Sözleşmenin imzasından sonra satıştan vazgeçilmesi halinde vazgeçen taraf ... Gayrimenkule yukarıda yazılı satış bedelinin %6'sı oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.' Sözleşmede her ne kadar simsarlık sözleşmesinin imzasından itibaren simsara belirlenen miktarda ücret ödeneceğinden bahsedilmişse de, 6. maddede satım sözleşmesinin akdedilmemesi halinde simsara ceza ödeneceğinin kararlaştırılmış olması karşısında tarafların TBK m. 521 hükmünün aksine anlaşma yaptıkları, diğer bir ifadeyle satım sözleşmesi yapılsın veya yapılmasın simsarın ücrete hak kazandığını kararlaştırdıkları söylenemez. Zira ücret için, tarafların yalnızca simsarlık sözleşmesiyle bir araya getirilmiş olması yeterli görülmüş olsaydı, satım sözleşmesinin yapılmaması halinde simsara ceza ödeneceğinin kararlaştırılmasının bir anlamı olmazdı. Kararlaştırılan cezai şartın simsar tarafından talep edilebilmesi için muhatabın satım sözleşmesini yapmaktan imtina eden taraf olması gerekir. Somut olayda, mahkemece kararın gerekçesinde sözleşmeden vazgeçen tarafın tespit edilemediğinden bahsedilmişse de alacak iddiasında bulunan taraf davalı olduğuna göre satıştan vazgeçen tarafın davacı olduğunu da kendisinin ispatlaması gerekir. Mahkemece kaporanın 07/07/2014 tarihinde iade edildiği hususu da gözönünde tutularak satıştan vazgeçenin kim olduğu kesin olarak belirlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön