13. Hukuk Dairesi 2016/23209 E. , 2019/10979 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı/karşı davalı, avukat olan davalı/karşı davacının vekili olarak takip ettiği ... 9. İcra Müdürlüğünün 2010/3712 sayılı dosyasından haricen tahsil ettiği 12.000,00 TL’nin 10.000,00 TL’sini tarafına iade etmediğini, bu nedenle başlattığı takibin davalı/karşı davacının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı/karşı davacı, vekalet ücreti alacağı nedeni ile hapis hakkını kullandığını ileri sürerek asıl davanın reddini dilemiş; karşı davasında ise davacı/karşı davalıdan olan muaccel vekalet ücreti alacağının tespitini, dava dilekçesinde kişilik haklarına ve mesleğine yaptığı ağır hakaretlerden dolayı 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davacı/karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile ... 27. İcra Müdürlüğü'nün 2012/14135 sayılı takip dosyasında borçlunun 7.185,00 TL üzerindeki itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazla istenen miktarın reddine, asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı/karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı/karşı davacı karşı davasında muaccel vekalet ücreti alacaklarının tespiti ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı/karşı davalıdan tahsilini istemiş; Mahkemece, karşı davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nun 150/2. maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. 31.03.2016 tarihli karar celsesine davalı/karşı davacı mazeretsiz olarak katılmamış olup, Mahkemece duruşmada hazır bulunan davacı/karşı davalıdan karşı davayı takip edip etmediği sorulmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, davalı/karşı davacı duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığından, davacı/karşı davalıdan karşı davayı takip edip etmeyeceği sorularak, davayı takip etmediğini bildirmesi halinde karşı davanın işlemden kaldırımasına karar verilmesi gerekirken, bu hususta beyanı alınmaksızın karşı davanın esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-6100 sayılı HMK yazılı yargılama usulünde 5 aşamaya yer vermiştir. Bunlar; davanın açılması ve dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır. Tahkikatın sonlandırılması ve sözlü yargılama aşamasına geçiş ise 6100 sayılı HMK’nın 186. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Somut olayda, mahkemece, 31.03.2016 tarihli celsede asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş ise de; tahkikat bitirilip sözlü yargılama için ayrı bir gün tayin edilmediği anlaşılmaktadır.
Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, taraflara dosya içerisindeki bilgi ve belgelere karşı savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur ve bu husus kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece, sözlü yargılama için gün belirlenip taraflara tebligat çıkarılmadan karar verilmek suretiyle yukarıda bahsedilen usul hükmüne uyulmaması hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayıcı niteliktedir. O halde, sözlü yargılama ile ilgili HMK.'nun 186. maddesinde gösterilen usule riayet edilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
3-Bozma nedenine göre davalı/karşı davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 151,90 TL harcın davalı-karşı davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/23209 E. , 2019/10979 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 43 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 134 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat