13. Hukuk Dairesi 2016/19607 E. , 2019/10470 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muarazanın men’i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, SGK.’nın 11.02.2014 tarih ve 60976261/115 -06/834912 sayılı yazısı ile aleyhine 155.993,16 TL cezai şart uyguladığını bildirdiğini, ancak cezaya konu reçetelerin hastaların muayene edilerek, mevcut alt bezi raporlarına göre yazıldıklarını, davalı SGK'nın haksız yere cezai işlem uyguladığını, bu nedenle 155.993,16 TL bedelli haksız cezai şart işleminin iptalini ve iş bu haksız cezai işlem dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davacının sözleşme hükümlerine aykırı davranması ve kurumu zarara uğratması nedeni ile yasal mevzuat gereğince dava konusu cezai şart bedelinin tahsili yönündeki kararın icra edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine aynı yasanın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Dava dilekçesinde; davacı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından aleyhine uygulanan 155.993,16 TL cezai şart işleminin iptalini ve cezai işlem dolayısı ile borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkeme ise sadece davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar vererek, davacı tarafın iki talebinden biri hakkında hüküm kurmuştur. Yukarıda açıklanan usul hükümleri gereğince davacının her bir talebi hakkında infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gereklidir. Ancak, mahkeme davacının sadece borçlu olmadığının tespitine karar vererek taleple bağlılık ilkesini ihlal ettiği gibi infazda da tereddüt yaratmıştır. Bu durumda mahkemece taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) no'lu bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/19607 E. , 2019/10470 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat