13. Hukuk Dairesi 2016/27807 E. , 2019/9853 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/27807 E. , 2019/9853 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında 167 kişi ile 12 ay süreli silahsız özel koruma ve güvenlik görevlisi hizmet alımı sözleşmesi yapıldığını, söz konusu sözleşmede 2 adet aracın iş yerinde bulundurulacağının kararlaştırıldığını, araçların niteliğinin belirtildiğini, kısa bir süre bu nitelikleri taşımayan araç bulundurduğunu, bunun üzerine davalının 44.981,88-TL tutarında para cezası kestiğini, Şubat 2014 tarihli hak edişten mahsup ettiğini, kesilen para cezasının sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 44.981,88-TL'nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ile imzalanan hizmet alım sözleşmesine aykırı olarak yapılan kesintinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Somut olayda, davalı tacir olmadığı gibi, eldeki dava da Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. O halde mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davaya bakılması gerekirken, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön