13. Hukuk Dairesi 2018/4266 E. , 2019/9620 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2018/4266 E. , 2019/9620 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

... Bölge Adliyesi Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı-karşı davalı vekilince murafaasız, davalı-karşı davacı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ... İnş. Tic. A.Ş. vekili avukat ... ile temyiz eden davacı-karşı davalı Asil ... ve vekili avukat ..., avukat Gamze Küçükkaya Gök geldi. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı-karşı davalı, ... Mahallesi 3258 ada, 1,2,3,4,5 ve 6 numaralı parsellerin 08/09/2011 tarihinde 14.250.000,00 USD bedelle davalılar ..., ... ve dava dışı ...'a satışının kararlaştırıldığını, davalı ...nin sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, 6. maddeye gayrimenkulün ...adına alındığına dair şerh düşüldüğünü, akabinde 6 parsel haricindeki yerlerin silsile yoluyla ...ye devredildiğini, davacı- karşı davalının alacaklarını istemesi üzerine şirket yöneticisinin ofisinde görüşme yapıldığını, '7.000 m² inşaat alanı ibaresini yeni bir sözleşmeye yazarsak belediyeden ruhsat alabilirim ve senin alacağını ödeyebilirim.' şeklindeki beyan ile hileye başvurulduğunu ve 2. sözleşmenin imzalandığını, sonrasında çeşitli ödemeler yapıldığını, bakiye bölümün ödenmemesi nedeniyle davalılara karşı icra takibi başlatıldığını, 25/07/2013 tarihli sözleşmenin hile nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini, kaldı ki; bu sözleşmeden önce devirler yapıldığı için konusunun imkânsız olduğunu, dolayısıyla mutlak butlan ile malul olduğunu, devri kararlaştırılan parsellerin toplamının 1953 m²'ye eriştiğini, devredilemeyen 6 nolu parsel mahsup edildiğinde, diğer 5 parselin 1735 m²'ye tekabül ettiğini, söz konusu 218 m²'lik bölüme denk gelen 1.590.000,00 USD'nin mahsubu ve ödenen bedellerin indirilmesi neticesinde bakiye alacak ve gecikme cezasına yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ... davanın reddini dilemiş, davalı-karşı davacı, 25/07/2013 tarihli sözleşmede herhangi bir irade sakatlığının söz konusu olmadığını, ilgili belediye başkanlığı tarafından 7.000m² inşaat alanına izin verilmediğini, oysa ki 25/07/2013 tarihli sözleşmede 14.250.000,00USD'nin 7.000m²'lik inşaat alanı için kararlaştırıldığını, toplam ödemenin 7.900.000,00USD olduğunu, 6 nolu parselin devrinin yapılmadığını, toplam ödeme göz önünde tutulduğunda fazla bedel ödediğini savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında ise davacı-karşı davalıya fazladan ödenen bedelin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden; davalılar ... ve ...'na yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine, ... ... İnşaat Taahhüt Yatırım Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'ne yönelik davanın asıl alacak yönünden kabulüne, gecikme faizine yönelik itirazın iptali isteminin reddine, davalının ... 8. İcra Müdürlüğü'nün 2015/16496 esasına yönelttiği itirazın asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip sonrası dönem için yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı- karşı davalı ve davalı- karşı davacı taraf istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı-karşı davalı, davalılar ile imzalanan taşınmaz satışına ilişkin 8.9.2011 ve 25.7.2013 tarihli sözleşmelerde kararlaştırılan ve ödenmeyen bakiye bedelin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir.
Taraflar arasında imzalanan 8.9.2011 tarihli sözleşme davacı satıcı ile davalılar ..., ... ve dava dışı şahıs arasında imzalanmış, davalı ...ise sözleşmede kefil olarak yer almış, sözleşme ile 3258 ada 1,2,3,4,5,6 nolu parsellerin 14.250.000,00USD karşılığında alıcıya devri kararlaştırılmış, 6. maddede sözlemeyi alıcı sıfatı ile imzalayan davalılar ... ile dava dışı kişinin devralınan taşınmazları ...adına almakta olduğu ve sözleşmenin BK 32 ve 392 maddeleri uyarınca ...ye devredileceği kabul edilmiştir. Bununla birlikte davacı- karşı davalı ile ...arasında 25.7.2013 tarihinde imzalanan sözleşme ile, tarafların yapılacak devir karşılığının toplamda projede 7.000 m2 inşaat alanına denk geldiği konusunda anlaştıkları, 7.000m2 inşaat alanının değerine karşılık gelen bedelin 14.250.000,00USD olduğu, 4.000.000,00USD lik kısmının (3.000 m2 ye tekabül eden) satıcıya ödendiği, satıcının 6 nolu parsel hariç diğer tüm parselleri alıcıya devrettiği, 6 nolu parseli ise belediyeden alıp devredemediği, bakiye bedelin de sözleşmedeki şartlar dahilinde ödeneceği, alıcının son bakiye olan 7.550.000,00USD'yi alıcının inşaat ruhsatını almasını takiben 6 hafta içinde satıcıya ödeyeceği, 30.6.2013 tarihinden son bedelin ödenme tarihine kadar geciken her ay için aylık 37.000,00USD gecikme cezası ödeneceği, 6 nolu parselin devredilmemesi nedeniyle bu bedel karşılığının toplam satış bedelinden düşüleceği düzenlemeleri getirilmiştir.
Bu sözleşmeler kapsamında davacı- karşı davalı, 25.7.2013 tarihli sözleşmenin geçerli olmadığını, 5 adet parselin devrinin yapıldığını, kararlaştırılan bedelden 5 parsele denk gelen kısmın ödenmediğini iddia etmiş, davalı şirket ise 25.7.2013 tarihli sözleşme ile kararlaştırılan bedelin 7.000m2 inşaat alanına denk geldiği, bu miktarın ortak alanları kapsamadığı, ancak belediyenin cevabına göre sözleşmeye konu parsellerde kararlaştırılan oranda imar izninin bulunmadığını, bu haliyle de fazla ödeme yaptığını savunmuştur. Mahkemenin 25.7.2013 tarihli sözleşmenin geçerli olduğu, bu sözleşme ile düzenlenen inşaat alanı ibaresinden bağımsız bölüm genel brüt alanının anlaşılması gerektiği, bu kapsamda sözleşmeye konu parsellerde brüt inşaat alanının 7.000m2’yi aştığı ve sözleşmede kararlaştırılan bedelden davalı şirketin sorumlu olduğu yönündeki kabulü yerindedir. O halde davacının bakiye alacağının hesaplanması gerekmekte olup, mahkemece bu kapsamda bir değerlendirme yapılmış ise de mahkeme gerekçesinde hangi kalemlerin dikkate alınarak hesaplama yapıldığı denetime açık bir şekilde gerekçelendirilmediği gibi hükmedilen miktarın ne şekilde hesaplandığı da anlaşılamamaktadır. O halde, mahkemece tarafların ödeme hususundaki iddia ve savunmalarında dayandığı deliller getirtilerek gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 35,90 TL harcın davacı-karşı davalıya, 227,593,25 TL harcın davalı-karşı davacıya iadesine, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön