13. Hukuk Dairesi 2016/18111 E. , 2019/8902 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının asıl ve birleşen davalarda yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı; asıl davada, 20/12/2000 tarihinde davalı şirketle yaptığı 36 ay süreli lokal işletmesi işi nedeniyle, bu sözleşmeye güvenerek sosyal tesislerle, yüzme havuzunda ve restoranda tamirat ve tadilat yaptığını, ancak davalının işletme sözleşmesini 6 ay sonra haklı bir neden olmadan feshettiğini iddia ederek 30 aylık gelir kaybı ve tadilat masrafları olarak 1.500,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemiştir. Birleşen 2007/345 esas sayılı davada; davalı şirketin Çevre Düzenleme ve Temizlik işlerinin ve konkasör ünitesinin işletilmesi işini 01.03.1998 yılından itibaren, sözleşmelerin her yıl yenilenmesi suretiyle yaptığını, bu sözleşmelere göre edimlerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen sözleşmeye aykırı şekilde borçlar yaratılarak 2004 yılı istihkaklarından bazı aylar kesintiler yapıldığını, bazı aylarda hiç ödenmediğini iddia ederek 7.500,00 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen 2007/353 Esas Sayılı davada yine Çevre Düzenleme ve Temizlik işlerinin ve konkasör ünitesinin işletilmesi işi nedeniyle çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının, aralarındaki sözleşmeye göre davalı tarafından ödenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı olarak ödenmemesi nedeniyle işçilere ödediği 6.283,67 TL’nın ve işçi sağlığı ile iş güvenliğine dair davalı şirketin işçilere verilmek üzere kendisine teslim edeceği malzemeleri temin etmek zorunda kalması nedeniyle harcadığı 3.150,00 TL’nın ve işçilerin yemek ve yol masraflarını sözleşme gereği karşılaması gerekirken davalının bu görevini de yerine getirmemesi üzerine harcadığı 39.637,00 TL nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacının hiç bir alacağının bulunmadığını, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, öncelikle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise ve davacı lehine bir alacak çıkarılması halinde davacının çalıştırdığı işçiler nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı olarak ödenen 30.931,10 TL alacağın ödeme tarihi olan 23/06/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı alacağından mahsubuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının davasının ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Asıl ve birleşen davalarda, davacı aralarındaki sözleşmeye dayanarak davalı taraftan maddi ve manevi tazminat ile bir kısım alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Mahkeme de davacının tüm taleplerini reddetmiş ve davalı lehine asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı tek bir vekalet ücretine hükmetmiştir. Ancak davacı asıl davada ve birleşen 2007/345 esas sayılı davada manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/4. maddesinde yer alan “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” şeklindeki düzenlemeye göre, davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu ve iki talebinin de reddine karar verildiği gözetilerek davalı yararına maddi ve manevi tazminatın reddi bakımından ayrı ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ayrıca birleşen 2007/353 esas sayılı dosya yönünden karar verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT 13. maddesinde “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmü yer almasına rağmen mahkemece red vekalet ücreti olarak reddedilen dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL. kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 29,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/18111 E. , 2019/8902 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat