13. Hukuk Dairesi 2016/15102 E. , 2019/6273 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar; davalı şirketin ... Outlet'in ve ... TV'nin sahibi olduğunu, 17.06.2010 - 29.09.2010 tarihleri arasında ... TV kanalında canlı yayınlanan '... Merkez Outlet ... ... Seçiyor Yarışması'nda birinci seçildiklerini, ödül olarak ..., ..., ... Evlerinde 3-1, 150 m2 daire kazandıklarını, kazanılan dairenin teslim edilmemesi nedeniyle ... 10. Noterliği’nin 29.07.2011 Tarihli, 028238 Yevmiye No’lu ihtarname gönderildiğini, dairenin teslimini, olmadığı taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL bedelin ihtar tarihi olan 29.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmişler, 03.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 170.000,00 TL'ye artırmışlardır.
Davalı, dava konusu olayın muhatabının kendisi olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile yapılan sözleşmeler incelendiğinde ...'nun organizasyonun yapımcısı olarak tazminat veya açılacak davalardan sorumlu olacağını, diğer sorumlunun da sponsor firma ... İnşaat Proje Uygulama Turizm Tekstil Gıda Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 170.000,00 TL alacağın 10.000,00 TL'sinin 26.08.2011 tarihinden 160.000,00 TL'sinin 03.12.2013 ıslah tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK'nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK'nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK'nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda, kısa kararın verildiği duruşma tutanağında, “Davanın kabulüne, 170.000,00 TL alacağın 10.000,00 TL'sinin 26.08.2011 tarihinden 160.000,00 TL'sinin 27.03.2013 dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde karar verildiği belirtilmiş ve hüküm böylece tefhim edilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda, “Davanın kabulüne, 170.000,00 TL alacağın 10.000,00 TL'sinin 26.08.2011 tarihinden 160.000,00 TL'sinin 03.12.2013 ıslah tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” şeklinde hüküm kurulduğu, böylelikle kısa kararda 160.000,00 TL’lık alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmişken, gerekçeli kararda 160.000,00 TL’lık alacağa ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulması suretiyle duruşma tutanağına geçirilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında aykırılık yaratıldığı ve bu aykırılığın HMK’nın 304. maddesi kapsamında verilecek tashih kararı ile dahi düzeltilebilecek basit bir hesap hatası olmadığı anlaşılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup mahkemece, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gereklidir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) no'lu bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/15102 E. , 2019/6273 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat