13. Hukuk Dairesi 2016/11097 E. , 2019/5313 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/11097 E. , 2019/5313 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıya ... 5.Noterliği'nin 04/11/2010 tarih ve 35063 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile hissedarı bulunduğu ... ili ... ilçesi ...... 98 parsel sayılı taşınmazın satış ve kamulaştırma işlemleri için yetki verildiğini, vekaletname verdiği sırada 3.000,00 TL'yi aldığını, geri kalan paranın ise kamulaştırma gerçekleşince verileceğini davalı ve ölen ......beyan ettiğini ancak davalının vekaletnameyi alır almaz kısa bir sürede taşınmazdaki hissesini ölen .... sattığını kendisine hiçbir ödeme yapılmadığını, 80 yaşlarında olduğundan yaşlılığından faydalanarak kendisini mağdur ettiğini ve sürekli oyaladığını, tapu kaydında taşınmaz hissesinin 12.000,00 TL'ye satıldığının sabit olduğunu, ayrıca söz konusu taşınmazın ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/26 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedeli olarak satışa konu hissesinin 2.550,00 m2 olup, taşınmazın kamulaştırma bedelinin 52.530,00 TL olduğunu ancak kendisine sadece 3.000,00 TL ödendiğini, satış işlemi nedeniyle tarafına ödenmeyen satış bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 9.000,00 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı, satış karşılığında davacıya yana bu yerin satışı nedeniyle ......3.000,00 TL alıp ödediğini, bunun yanında herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun nedeninin ise davacının ..... ile 3.000,00 TL üzerinden anlaşması olduğunu, bunun dışında tarafların bir bedel kararlaştırmadığını, davacıya herhangi bir borcu olmadığını, tarafların kendi aralarında anlaştıklarını kendisinin anlaşmaya dahil olmayıp sadece davacının uğraşmaması için satışın yapılması konusunda vekaletname aldığını, davacı yanın hissesinin iddiasının aksine 903,22 m2 olduğunu ve tapu kaydında satış bedelinin 1.100,00 TL olarak gözükmekte olup davacıya 3.000,00 TL ödeme yapmış olmakla hiçbir borcunun kalmadığını, davacının kamulaştırma bedelini esas alarak dava açmasının da haksız olduğunu, kamulaştırma bedeli belirlenirken taşınmazdan elde edilebilecek başkaca gelirlerin de hesaplamada yer aldığını, bu değerler hesaplamada yer almadığı zaman sadece tarla bedeli göz önüne alındığında dava dilekçesindeki talebin fahiş olduğunun ortaya çıkacağını,taşınmazın emlak değerinin zaten kamulaştırmanın 2 yıl öncesinde yapılan satışta 3.000,00 TL olarak belirlenmesinin gayet olağan olduğunu, kamulaştırma bedelinin 2 yıl sonra tespit edildiğini, kamulaştırma bedelinin tespitini dikkate alarak davacının hak iddia etmesinin yerinde olmadığını, kötü niyetli bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.398,39 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, vekalet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, hukuki niteliği bakımından dava tarihi itibari ile yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu'nun 508. maddesine dayanan vekilin hesap verme yükümlülüğünden kaynaklanmaktadır. TBK'nın 508.maddesinde; vekilin vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene verme borcu ile vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlü olduğu hususu düzenlemiştir. Geniş anlamda hesap verme yükümlülüğünün diğer bir görüntüsü de vekilin vekaleti dolayısıyla üçüncü kişilerden müvekkil nam ve hesabına para tahsil ettiği hallerde söz konusu olur. Vekil, müvekkilden veya üçüncü kişilerden aldığı değerler ve kendi ücret, masraf ve tazminat alacakları hakkında hesap vermek zorunluluğundadır. Hesap verme borcu hukuksal nitelikçe bir yapma borcudur.
Dosyanın incelenmesinde, davalı vekilin davacıya ait taşınmaz hissesini vekil sıfatı ile sattığı, satış bedelinden 3.000,00 TL'lik kısmını davacıya ödediği hususları sabittir. Mahkemece davacının taşınmazın daha yüksek bedelle satıldığı iddiaları doğrultusunda taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilen ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/546 Esas sayılı dosyasına sunulan 11.07.2011 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen davacının hissesine düşen bedel olan 9.398,38 TL'den başlangıçta davacıya düşen 3.000,00 TL'nin mahsubuyla 6.398,39 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı vekil, dava konusu taşınmazdaki davacının payını 09.11.2010 tarihinde müteveffa ....... satmış ve devretmiştir. Mahkemece hükme esas alınan rapor tarihi ise 11.07.2011 olup, satış tarihinden sonraki bir tarihe ilişkindir. Bu durumda mahkemece satış tarihi olan 09.11.2010 tarihi itibariyle davacının taşınmazdaki payının bedeli belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle ve yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

......


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön