13. Hukuk Dairesi 2016/27535 E. , 2019/4394 K.
'İçtihat Metni'
.......
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalıların aleyhlerine .......Müdürlüğü'nün 2013/5086 esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibinin, davalıların yasal süre içinde itiraz etmeleri üzerine durduğunu, davalı borçlular ile davacı kurum arasında bir sözleşmenin bulunmadığını, icra takibinin dayanağının davalıların muris...... ile yapılan ... sözleşmesi olduğunu, davalıların mirası reddettiğini ortaya koyan bir dava olmadığı sürece mirası kabul ettiklerini ve miras bırakanın hak ve borçlarından sorumlu olduklarını, miras bırakının tüm borçlarından mirasçıların hepsinin teker teker sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2013/5086 esas sayılı dosyasına vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, murislerinin kullandığı ... için hayat sigortası yapıldığını, bankanın öncelikle sigorta şirketi aleyhine yasal takipler başlatması gerekirken aleylerine dava açmasının yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı tarafça davalılar aleyhine ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2013/5086 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit borçlu davalıların itirazlarında haksız olduğu anlaşılmakla icra takibine konu 14.515,19 TL asıl alacığın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalıların murisinin davacı bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisi ödemelerinin yapılmadığı iddiasına dayalı mirasçılar aleyhine başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkinkindir.
Dosya kapsamından, mirasbırakan....... kullandığı, 14.09.2012 tarihli tüketici kredisi nedeniyle 14.09.2012 başlangıç tarihli hayat sigortası poliçesi tanzim edildiği, mirasbırakanın 23.01.2013 tarihinde öldüğü, geriye davalı olan mirasçıların kaldığı, ... 4. İcra Müdürlüğünün 2013/5086 sayılı dosyasından takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 1487/1. maddesi 'Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.' düzenlemesini 1493/7. maddesi ise 'Sigortacıdan edimi istem ve tahsil yetkisi, aksi kararlaştırılmadıkça, lehtara aittir.' düzenlemesini içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, sigorta poliçelerinin davacı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde ... veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen ... veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine ... alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye ... alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin ... sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur.
Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan ... alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. ... kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye ... alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun'un 2. maddesinde, 'Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, tüm hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçıya karşı takip başlatılmış olması, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. Mahkemece, bu husus gözetilerek vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir. Kabule göre de; davaya Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile bakıldığı halde, davalı tarafın harçtan sorumlu tutulup, Asliye Hukuk mahkemesine göre vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
........
13. Hukuk Dairesi 2016/27535 E. , 2019/4394 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat