13. Hukuk Dairesi 2016/23465 E. , 2019/12909 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/23465 E. , 2019/12909 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalının kan ve kan bileşenlerini kendisinden temin ettiğini, davalı tarafından alınan eritrosit süspansiyonlarının SUT hükümlerine göre 139,80 TL birim fiyat üzerinden yapılan fiyatlandırılmasına uygun olarak 31.07.2014 tarihli, 61134 nolu 147.675,90 TL bedelli ve 31.08.2014 tarihli 61184 nolu, 141.617,60 TL bedelli faturaların SUT gereği davalı hastaneye ibraz edildiğini ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle fatura bedelleri ve takip tarihine kadar olan faiziyle birlikte 332,722.13 TL'nin tahsili için ... 17. İcra Müdürlüğü’nün 2015/523 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalı tarafından süresi içinde yapılan itiraz ile takibin durduğunu, takibe karşı yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacıyla kan ve kan bileşenleri temini için yapılan sözleşmenin 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdiğini, sözleşme gereği fiyatlandırmanın Sosyal Güvenlik Kurumu ... Uygulama Tebliğinde yer alan fiyatlara göre yapıldığını, 705370 kodlu ürünün ve işlem puanının 157,17 olduğunu, bu puan karşılığı 93,20 TL olduğunu, 12.11.2013 tarihli SUT hükümlerindeki değişiklikle eritrosit süspansiyonun fiyatının değiştirilmediğini, güvenli kan teminini teşvik etmek amacıyla bahse konu kan bileşeninin Kızılay'dan temin edimesi halinde paket kapsamında olmayan tedavilerde ... sunularınca SUT birim fiyatına %50 ilave ederek SGK'ya fatura etme imkanı sağlandığını ve artış yapılan bu bedelin de ... hizmeti sunucularına tanınan bir imkan olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; ... 17. İcra Dairesi’nin 2015/523 Esas sayılı takibinde 73.395,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yasal faiz işletilmesine, iş yargılamayı gerektirdiğinden tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, itirazın iptaline karar verilirken '..İş yargılamayı gerektirdiğinden tazminat taktirine yer olmadığı kanaatine varılmış..” gerekçesiyle icra-inkar tazminatının reddine dair hüküm kurulmuş olup, icra inkar tazminatı isteminin red gerekçesi yerinde görülmemiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasını itiraz ile durduran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının ikinci bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yer alan 'İş yargılamayı gerektirdiğinden tazminat taktirine yer olmadığına” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “Asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesi yazılarak, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön