13. Hukuk Dairesi 2019/1775 E. , 2019/12768 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davacı vekilleri avukat ..., avukat ... ile duruşmalı temyiz eden davalı ... Konut Yapı Koop. Birliği vekili avukat ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı Kooperatifler Birliği ile 05/03/2015 tarihli Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye uygun olarak dava dışı İller... A.Ş. ile davalı arasında Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi çerçevesinde sözleşme yapılmasını temin ettiğini, davalının 26/03/2015 tarihli yazısı ile İller... A.Ş.’nin yüklenici olmasını uygun gördüğünü bildirdiğini, ayrıca Kooperatifler Birliği Yönetim Kurulunun 15/05/2015 tarihli 48 nolu kararı ile İller... A.Ş. tarafından sunulan 20/04/2015 tarihli taslak Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşım Protokolünün imzalanmasına karar verildiğini ve sonrasında 20/05/2015 tarihli Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşım Protokolünü imzaladıklarını, davalının 13/06/2015 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısında imzalanan 05/03/2015 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi ile İller... A.Ş ile bağıtlanan 20/05/2015 tarihli Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşım Protokolü'nün varlığı ve içeriğinin kabul edilerek kayıtlara işlendiğini, İller... A.Ş.’nin protokol kapsamında 15/06/2015 tarihli yazısı ile davalıdan yükümlülüğünü yerine getirmesini talep ettiğini, davalının kendi kusuru ile temerrüde düşmesi nedeniyle İller... A.Ş. tarafından 23/07/2015 tarihinde protokolün feshedildiğini, böylece edimlerinin tamamını yerine getirerek ücrete hak kazandığını ancak ödenmediğini, sözleşmesi'nin 5.1 ve 5.2 maddeleri gereğince 10.000.000,00 TL ve 5.000.000,00 TL’lik 2 dilim alacağının tahakkuk ettiğını, 3 aylık süre içerisinde ödenmemesi nedeniyle de sözleşmenin 5.5 ve 6.1 maddeleri gereğince alacağın tamamının muaccel hale geldiğini ve ayrıca gecikme nedeniyle %1 gecikme cezası ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak sözleşmeden doğan 20.000,00 TL alacak ve 2.500,00 TL gecikme cezası olmak üzere 22.500,00 TL'nin değişen oranlarda en yüksek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 04/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden doğan alacak talebini 10.050.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.250.000,00 TL'nin 22.500,00TL'nin dava tarihinden, bakiyesinin 04/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-6098 sayılı Türk borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda davacı, gönderdiği 19.10.2015 tarihli ihtar dilekçesi ile 75.000.000,00 TL ücret alacağının 7 gün içerisinde ödenmesi hususunda davalıyı 28.10.2015 tarihinde temerrüte düşürmüş, dava ve ıslah dilekçesi ile de hak edilen ücret alacağı için temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir. Öyle olunca, mahkemece hükmedilen alacağın tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının bu yöne ilişkin temyiz isteğinin kabulüne, mahkeme kararının “hüküm” başlıklı bölümünün 2. fıkrası hükümden çıkartılarak yerine “2.250.000,00 TL'nin 28/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 44,40 TL harcın davacıya iadesine, aşağıda dökümü yazılı 129.273,12 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2019/1775 E. , 2019/12768 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 63 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 100 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat