13. Hukuk Dairesi 2016/27036 E. , 2019/12754 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların inşa ettiği binadan daire satın aldığını, tapu devrini davalılardan ... tarafından 03.08.2011 tarihinde gerçekleştiğini, satın alınan dairede çatı izalasyonunun eksik ve hatalı yapılması sebebiyle yağan ... sularının dairesine zarar verdiğini, apartmanın bahçe duvarları eksik bırakıldığı gibi tahliye kanalları eksik ve hatalı yapıldığından akan ... sularının bodrum katına sızdığını, bodrumun kullanılmaz hale geldiğini, kalitesiz malzeme kullanımından dolayı merdiven mermerlerinin bir kısmının kırıldığını, eksik ve hatalı işlerden dolayı defalarca davalıları uyarmasına rağmen bugüne kadar cevap alamadığını, bunun üzerine eksik ve ayıpları bildiren ihtar keşide ettiğini, ardından Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/297 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, tespit sonucunda gerek apartmanın ortak yerlerinde, gerekse dairesinde eksik, hatalı ve ayıplı işlerin bulunduğunu, bundan dolayı zarar gördüğünü ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah ile alacağını toplam 11.917,05 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılardan ..., iddia edilen ayıpların bulunmadığını, ayıpların varlığı kabul edilse dahi süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş, diğer davalı ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalılardan ...’a karşı açılan davanın kabulüne, davalı şirkete karşı açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satın alınan daire ve ortak alanlarda eksik ve ayıplı işler nedeniyle ortaya çıkan zararın tahsiline ilişkindir. Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddesi uygulanacaktır. Anılan maddeye göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, taraflar arasında 03.08.2011 tarihli resmi akit bulunduğu ancak teslim tutanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı teslimin tapu devri ile gerçekleştiğini ve o tarihten sonra davacının dairede ikamet etmeye başladığını savunmaktadır.
Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıkları da davacının dava konusu bağımsız bölümü 2011 ağustos ayında teslim aldığını ve ikamet etmeye başladığını, iddia edilen sorunların da o yıl başladığını açıkça beyan etmiştir. Davacı da Ödemiş Cumhuriyet Savcılığı 201/2479 esaslı soruşturmasında verdiği ifadesinde Ağustos 2011’den itibaren dava konusu yerde ikamet ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda davacının iddia ettiği tüm ayıplar 2011 kış döneminde ortaya çıkmıştır. Davacı ise ihtarı 04.09.2013 tarihinde çekmiştir. Ayıp hukuki olay olduğundan ihbarın süresinde yapıldığı tanıkla ispat edilemez. İhtar 2013 yılında çekildiğine göre açık ve gizli ayıplar yönünden davacı süresinde ihbar bildiriminde bulunmamıştır. Öyle olunca, mahkemece ihbarın süresinde yapılmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve yanlış değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 203,81 TL harcın istek halinde davalı ...'a iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/27036 E. , 2019/12754 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat