13. Hukuk Dairesi 2016/21306 E. , 2019/12633 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalı ile ... ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/3 esas sayılı dosyasında, ... ... ...'ün açmış olduğu muvazaalı işlemlerle aile konutunun icra yoluyla satışına yönelik davayı takip konusunda 05.04.2012 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından daha sonra aynı yerde açılan 2009/374 eski (2013/374 yeni) esas sayılı dosyada da eşi tarafından açılan boşanma davasının takibi konusunda kendisine vekaletname ile yetki verildiğini, davalının verdiği vekaletnameye dayanarak her iki dosyanın işlemlerinin eksiksiz yapıldığını, davalının sözleşmeden doğan seyahat giderlerini karşılamaması sebebiyle tüm, masrafların da kendisi tarafından yapıldığını, davaların lehe bitme aşamasına gelindiğinde, davalının vekalet ücreti alacağını ödememek için haksız bir şekilde 14.10.2013 tarihli azilnameyi gönderdiğini, azilnamede ileri sürülen gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını, kendisi tarafından vekalet ilişkisi doğrultusunda tüm işlemlerin tam ve eksiksiz yerine getirildiğini, yargılama harç ve giderlerinin karşılanması amacıyla sözleşme uyarınca avans olarak ödenmesi gereken 2.000,00-TL'nin de ödenmediğini, tüm masrafların kendisi tarafından yapıldığını, ancak tarafınca karşılanan giderlerin davalı tarafça ödenmediğini, davalının azlinin haksız olması sebebiyle müvekkilinden ve karşı taraftan alması gereken vekalet ücretini alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00-TL gider ve vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; 17.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile vekalet ücreti alacağını 59.838,00-TL'ye yükseltmiştir.
Davalı, avukatlık ücret sözleşmesindeki hükümlerin tamamen geçersiz olduğunu, davacıya ... ... Bankası Şubesinden toplam 6.000 Euro gönderdiğini, bu rakamın TL karşılığının 18.000,00-TL olduğunu, davacının vekalet hizmetini layıkıyla yerine getirmediğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabülü ile 59.838,00-TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, haksız azil nedenine dayalı olarak ödenmeyen vekalet ücreti ve masraf alacağının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Avukatın, vekil olarak borçları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 505 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, TBK'nun 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekle yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. ... ile ilgili Avukatlık Kanununun 34. maddesinde mevcut olan, 'Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.' şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, TBK'nun 506. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanununun 174. maddesinde, 'Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.' hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; davacı avukatın, davalı vekili sıfatıyla ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/3 ve 2013/315 esas sayılı dosyalarını takip ettiği, ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/3 esas sayılı dosyası için taraflar arasında 05.04.2012 tarihli avukatlık sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmenin IV-1 maddesinde, 'avukatlık ücreti, mahkeme tarafından hükmolunacak davaya konu dairenin/dairelerin değerinin yahut paranın karar tarihinde belirlenecek toplam tutarının %25'i olarak ödenecektir' hükmünün yer aldığı, ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2013/315 esas sayılı dosyası için yazılı ücret sözleşmesi yapılmadığı, mahkemece hükme esas alınan 22.04.2015 ve 28.01.2016 tarihli bilirkişi raporlarında; ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/3 esas sayılı dosyası için dava konusu taşınmazın toplam değeri üzerinden akti vekalet ücretinin hesaplandığı, ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2013/315 esas sayılı dosyası için ise ... Barosu'nun 2012 yılı Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplama yapıldığı, ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/3 esas sayılı dosyasında görülen davanın 18.07.2014 tarihli karar ile açılmamış sayılmasına karar verildiği, ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2013/315 esas sayılı dosyasında görülen davada ise 22.11.2013 tarihli karar ile tarafların boşanmalarına, davalı adına kayıtlı 1815 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölüm vasıflı taşınmazdaki davalının 1/2 hissesinin iptal edilerek 1/2 hissenin davacı adına devri ve tesciline karar verildiği, hükmün 18.12.2013 tarihinde kesinleştiği, davacı avukatın 14.10.2013 tarihinde azledildiği, mahkemece davacının azlinin haksız olduğu sonucuna ulaşıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2013/315 esas sayılı dosyası için yazılı ücret sözleşmesi bulunmamaktadır. Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde 'Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir. Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.' şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu durumda, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uygulanması gerekir. Somut olayda mahkemece, haksız olarak azledilen davacı avukatın, boşanma davası için taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi mevcut olmaması nedeniyle bu dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde öngörülen maktu ücret üzerinden vekalet ücreti talep edebileceği, ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/3 esas sayılı dosyası yönünden ise, sözleşme konusu taşınmazın azil tarihi itibariyle davalı adına tescil edilen miktarının sözleşmede kararlaştırılan %25 üzerinden nispi vekalet ücreti talep edebileceği kabul edilerek, belirlenecek miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/21306 E. , 2019/12633 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat