13. Hukuk Dairesi 2018/4022 E. , 2019/11599 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı vekili ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile boşanma davalarının devam ettiğini, evlilik birliği içerisinde iken 1/2 paya sahip oldukları bir taşınmazlarını satarak yenisini aldıklarını, bu taşınmazda da 1/2 pay sahibi olarak tapuya tescil ettirdiklerini, yeni alınan taşınmaz daha yüksek bedelli olduğundan kendisine düşen yarı payı davalıya elden verdiğini, davalının bu parayı işinde kullandığını, evin parasını ödemek için de kredi çektiğini, kendisinin de bu krediye kefil olduğunu, boşanma davasını açınca geriye kalan 9 taksitin bankanın bildirimi ile kendisinin ödediğini, oysaki zaten kendine düşen bedeli taşınmazın alımı sırasında elden ödediğini ileri sürerek; fazla ödediği 9 taksitin toplamı olan 37.715,00 TL yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 37.715,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6098 sayılı Türk borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda davacı, davalı hakkında dava açılmadan önce icra takibi başlatmıştır. Öyle olunca, mahkemece alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden faiz işletecek şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz istemlerinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm kısmının 1. bendinde yer alan “dava tarihi olan 04/06/2013” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “13.08.2010” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.932,23 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 35,90 TL kalan harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2018/4022 E. , 2019/11599 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat