13. Hukuk Dairesi 2016/22524 E. , 2019/10375 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/22524 E. , 2019/10375 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Makemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullanarak konut satın aldığını, kredinin kullanımı sırasında davalı banka aracılığıyla dava dışı Işık Sigorta şirketi taraf kılınarak DASK yaptırdığını, ancak sigorta süresi bitince bankanın sigortayı yenilemediğini, konutun 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihinde meydana gelen depremlerde hasar gördüğünü, ancak sigorta süresinin bitmesi nedeniyle zararın ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, DASK poliçenin yenilenip yenilenmemesi hususunun davacının sorumluluğunda olduğunu, sigortayı yenileme yükümlülükleri olmadığı gibi herhangi bir başvuruda da bulunulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava DASK poliçesinin yenilenmemesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacıya ait konut için davalı bankadan 15.04.2010 tarihinde konut kredisi kullanıldığı, 15.04.2010-15.04.2011 tarihleri arasında davacı ile Işık Sigorta A.Ş. arasında zorunlu deprem sigorta poliçesi düzenlendiği, bu tarihten sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesinin mevcut olmadığı anlaşılmış, ... ilinde 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür.
Davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin Sigorta başlıklı 20. maddesinde ' Müşteri, iş bu sözleşme hükümleri gereği teminat olarak rehin verdiği kendisine veya 3. şahıslara ait olan menkul ve gayrimenkul niteliğindeki malların sigortasını yaptırma yükümlüğünün bulunduğunu, kendisini ayrıca bir talebine ihtiyaç olmaksızın söz konusu menkul ve gayrimenkul malların sigortasının ... Katılım Bankası aş tarafından yaptırılabileceğini ve poliçelere Dain-Mürtehin sıfatının işlenebileceğini, yine kendisinin ayrıca bir talebine ihtiyaç olmaksızın sigorta poliçelerinin vadelerinin dolması durumunda aynı teminat şartlarıyla yenileyebileceğini ve ... Katılım Bankası aş nin yenilen bu poliçeler ile ilgili olarak Hazine Müşteşarlığı tarafından yayımlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye ilişkin Yönetmeliğin Uygulanması Hakkında Genelge'nin 4. maddesi gereğince, yeniden ve yenilenen her poliçe yahut poliçeleri için ayrıca, bilgilendirme yükümlülüğü bulunmadığını kabul, beyan ve taahhüt etmekle ve bu çerçevede yapılacak olan işmelere muvafakat etmektedir.' düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece, sözleşme ile poliçe yapılabilmesi için davalı bankaya yetki verildiği, davacının yenileme yönünde bankaya yönelik bir talebinin bulunmadığı, davalı bankanın ,davacının malik olduğu konuta ilişkin olarak zorunlu deprem sigortası yaptırma veya yapılmış olan sigortaları yenileme yönünden yasla veya sözleşmeye dayanan herhangi bir hukuki yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
17.01.2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasında, zorunlu sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlenmesi yer almaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; kredi sözleşmesinin 20.maddesinde yazılı '... Katılım Bankası AŞ'nin yeniden ve yenilen her poliçe yahut poliçeler için ayrıca, bilgilendirme yükümlülüğü bulunmadığını kabul, beyan ve taahhüt etmekte 'şeklindeki düzenlemenin haksız şart olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. maddesi 4077 sayılı Kanunun 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş olup anılan kanun maddesinde 'Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür' denilmiştir. Bu kapsamda, anılan sözleşmenin ilgili düzenlemesi ele alındığında haksız şart niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, DASK sigortasını yapan başka bir sigorta şirketi olsa da, davalı bankanın zorunlu olan bu sigortanın da yenilenmesi için davacıya bilgilendirme yapması gerektiğinden, davalı bankanın burada kusuru vardır. Ne var ki, davacı sigortalının da zorunlu olan DASK sigortasının süresinin dolup dolmadığını takip etme ve sigortayı yeniletme konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünde müterafik kusuru vardır. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgular göz önüne alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön