13. Hukuk Dairesi 2016/19359 E. , 2019/8762 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... ile davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, davalı ... ile ... Mahallesi 1173 ada 2 parsel A blok 14.kat 54 nolu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıklarını, davalının kredi başvurusunun reddedilmesi üzerine, davalının kardeşi ... tarafından kredi kullanıldığını ve ... ile 03/01/2013 tarihli yazılı Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını ve tapu devrinin 04/11/2014 tarihinde gerçekleştiğini, davalılardan ... ile de bu taşınmaz ile ilgili 04/11/2014 tarihli protokol imzalandığını, protokol uyarınca dairenin satışının yapılmak istenmesi halinde öncelikle kendilerine haber verileceğinin bildirildiği ve yine rayiç bedel üzerinden yazılı olarak satın alınmasının teklif edileceği, yedi gün içerisinde söz konusu teklif uyarınca, satın alınmazsa ya da yazılı bir kabul beyanı iletilmezse, satışın istenilen kişiye gerçekleştirilebileceği, bu hükümlere uymayan tarafın 100.000,00 TL ceza ödeyeceğinin düzenleme altına alındığı, protokole rağmen davalıların sözleşme konusunu oluşturan taşınmazı 13/05/2015 tarihinde üçüncü bir şahsa satmış olduklarının öğrenildiğini ve hiçbir surette bilgi verilmediğini, davalı ... ile aralarında yapılmış olan protokolün 'sözleşmeden doğan ön alım hakkı' kapsamında kaldığını, ayrıca alım işlemini gerçekleştiren ve ödemeleri ifa eden kişinin de davalı ... olduğunu, zaten davalıların hem kardeş hem de ... Gayrimenkul Yapı San. Tic. Ltd. Şti'nin ortakları olduğunu ve birbirlerinin yaptığı işlemlerden haberdar olduklarını, bu nedenle davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek; 04/11/2014 tarihli protokol hükümleri uyarınca kararlaştırılmış olan 100.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 Sayılı Yasa'nın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Eldeki dava, davacının müteahhit sıfatı ile inşaa ettiği taşınmaz üzerinde bulunan mesken niteliğindeki dairenin, davalılardan ...'a satıldığı, ancak dairenin asıl alıcısı olduğu iddia edilen diğer davalı ... ile bir protokol imzalandığı ve protokolün şartlarının yerine getirilmediği gerekçesi ile protokolde belirtilen cezai şartın davalılardan tahsili istemi ile açılmıştır. Uyuşmazlığın temelinin taşınmaz satışından kaynaklandığı dikkate alındığında, davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumundadır. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re'sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi var ise davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil Tüketici Mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın Asliye Hukuk Mahkemesi olarak görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 29,20 TL harcın davalı ...'a iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi
13. Hukuk Dairesi 2016/19359 E. , 2019/8762 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 112 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat