13. Hukuk Dairesi 2016/23484 E. , 2019/8415 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/23484 E. , 2019/8415 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı şirket ile davalı kurum arasında imzalanan 11.12.2007 tarihli ... Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi gereği davalı yan tarafından ... yardımları karşılanan kişilere ... hizmeti sağlandığını, davalı kurum tarafından tedavi edilen hastalardan ... ile ...'dan 2.000,00'er TL, ...'den 3.865,00 TL olmak üzere toplam 7.865,00 TL ücret alındığını, hastalara yumurta toplama ve embriyo transferi işleminin davacı şirket ortaklarından Dr. ...’e ait Özel ... Hastanesi’nde yapılmasına rağmen davacı şirket tarafından kuruma fatura edildiği gerekçesi ile sözleşmenin 3.1.13.1 maddesinin yollamasıyla 5.1.11 maddesi gereği 15.000,00 TL ve yine 3.1.13.1 ve 5.1.10 maddeleri gereği 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL cezai şart uygulandığını, bu meblağın ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, hastalara yumurta toplama ve embriyo transferi işlemlerinin ... Hastanesinde zaruret sebebi ile yapılmış olup davalıdan herhangi bir ücret istenmediğini dolayısıyla davalının mükerrer ödeme yaparak zarara uğramadığını, bu işlem sırf sözleşme ile yasaklandığından cezai şart uygulandığını, davalı kurumun cezai şart uygulamasının doğru olmadığını belirterek davacının 25.000,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı kurumun cezai şart uygulamasının yerinde olmadığının ve bu cezai şarttan dolayı davacının kuruma borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı şirkete uygulanan cezai işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan bu işlem nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davacı şirket vekili, davalı kurumun cezai şart uygulamasının doğru olmadığını, davalının bir zararının bulunmadığını, bu işlemin sırf sözleşme ile yasaklandığından cezai şart uygulandığını ileri sürmüş, davalı kurum vekili ise yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece, yargılama aşamasında iki ayrı bilirkişi raporu alınmıştır. 23.05.2012 tarihli raporda; davalı Kuruma ... hizmeti almak üzere gelen hastaların bazılarından SGK’lı ve raporlu olduklarını söylemelerine rağmen yazılı onay alınmaksızın ek ücret alındığı, yine kurum tarafından belirlenen ilave oran %30 iken alınan ücretlerin bu oranın üstünde olduğunu, yumurta toplama ve embriyo transfer hizmetini ... isimli başka bir hizmet sunucusundan alındığı görüldüğünden ve davacı tarafından da bu kişilere hizmet verildiğine ilişkin kuruma fatura kesildiği dosyada sabit olduğundan davalı kurum tarafından kesilen cezai şartın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. 17.04.2013 tarihli diğer bilirkişi raporunda ise; davalı kurum tarafından ... yardımları karşılanan ..., ..., ...'den tüp bebek tedavisi ile ilgili olarak davacı ... kuruluşunun tanzim ettiği faturalarda bir ihtilaf olmadığı, diğer faturaların tüp bebek tedavisi ile ilgili üniversite raporunun ibrazından önceki muayene ve tahlillerle ilgili olmasından ve Özel ... Hastanesine zaruri olarak kaydırılan yumurta toplama ve embriyo transferi işlemleri sebebiyle davalı kurumun mükerrer ücret ödeme gibi bir zararı olmadığından davacıya cezai şart uygulanasının yerinden olmadığı kanaatine varılmıştır. Böylelikle söz konusu iki rapor arasında çelişki doğmuştur. O halde, mahkemece yapılacak iş, dosyadaki mevcut deliller bir bütün olarak değerlendirilip, taraf iddia ve itirazlarını karşılayacak şekilde, uzman bilirkişi heyetinden, raporlar arası çelişkiyi giderici taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön