13. Hukuk Dairesi 2017/9175 E. , 2019/7561 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/9175 E. , 2019/7561 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının vekili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi, İcra Tetkik Merci ve Asliye Ceza Mahkemesi dosyaları ile 2001'den beri 7 nolu parseldeki hacizlerle bunlara ait icra dosyalarındaki haciz kaldırma işlemlerini yerine getirdiğini, davalı ile 2002 yılında yaptıkları vekalet ücreti anlaşmasına göre davalının, değeri 300.000 USD olan 3 daireye ilişkin müteahhitle davalının anlaşmasının feshine dair davalarını takip etmesi karşılığında, davalının dava bitiminde edindiği hakların piyasa rayiç değerleri getirilerinin % 15'ini nakden ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının davasını 2003 yılında sonuçlandırmasına rağmen sırf vekalet ücretini ödememek için davalının kendisini haksız yere suçladığını ileri sürerek, davalıya kazandırdığı dairelerden edindiği kira gelirleri ile mülk gelirlerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit edilecek bu bedelden %15'inin hesaplanarak şimdilik 20.000,00-TL vekalet ücreti ile davalının yaptığı hakaret ve suçlamalar nedeniyle şimdilik 5.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının vekalet ücreti alacağı, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, eldeki davada davalı ile imzalanan sözleşmeye istinaden davalının dava ve icra takip dosyalarını takip etmekteyken haksız olarak azledildiğini ileri sürerek, ödenmeyen vekalet ücreti alacağı ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; mahkemece, davacının haklı nedenle azledildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Avukatın vekil olarak borçları dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunun 389. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 505.) ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup vekil, müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. “Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanunu’nun 390. (Türk Borçlar Kanununun 506.) maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir.
Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır.
Avukatlık Kanununun 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; davacı, ... 1. Noterliği'nin 23.08.2004 tarih ve 24760 yevmiye numaralı azilnamesi ile azledilmiş olup azilnamede herhangi bir gerekçe gösterilmemiştir. Davalı tarafından yargılama aşamasında azil sebebi olarak gösterilen ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/131 esas, 2011/555 karar ve 06.10.2011 tarihli kararı ile davacının görevi ihmal suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalının azil sebebi olarak gösterdiği söz konusu karar güven sarsıcı nitelikte olup, azil işleminin haklı olduğunun kabulü gerekir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. O halde mahkemece, azil tarihine kadar sonuçlanıp kesinleşen işler tespit edilerek davacının vekalet ücreti alacağı olup olmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön