13. Hukuk Dairesi 2016/30767 E. , 2019/6099 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/30767 E. , 2019/6099 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 27.12.2013 tarihinde davalılardan ...'den diğer davalının ithalatçısı olduğu dava konusu otomobili satın almış olduğunu, aracın teslim alındığı tarihten itibaren bir çok defa arka kapılardan hava alması ve yıkama esnasında araç içerisine su sızdırması şikayetiyle servise götürülmek zorunda kalındığını, serviste gerçekleştirilen tamir ameliyelerinden de bir netice alınamadığını, bu hususta alınan tespit raporu ile dava konusu otomobilin ayıplı olduğunun belirlenmiş bulunduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ile araç bedelinin faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile usuli ve esasa dair sebeplere dayanarak davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; Davanın kabulü ile; davalı ... İthl. ihracat ve ticaret limited şirketi tarafından 27/12/2013 tarih ve 2013/165115 nolu fatura ile davacıya satılan ... 1,5 DCİ 90 bg 2013 MODEL aracın gizli ayıplı olduğunun tespiti ile araç bedeli olarak ödenen 34.350,00 TL'nin ödeme tarihi olan 27/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve mütelselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk derece yargılama makamınca, dava konusu uyuşmazlık teknik bilgi gerektirdiğinden görüşüne başvurulan makine mühendisi 02.04.2015 tarihli bilirkişi raporuyla dava konusu otomobilin gizli ayıplı olduğu mütalaasında bulunmuş; bu rapora vaki taraf itirazlarının karşılanması için görüşüne başvurulan ve üç adet makine mühendisinden kurulu bilirkişi heyetinin 18.06.2015 tarihli raporları ile dava konusu aracın ayıplı olmadığı, ayıp olarak ifade edilen problemlerin bu aracın sınıfı itibariyle esasında beklenebilecek problemler olduğu görüşünü ileri sürmeleri üzerine, bu iki rapor arasındaki çelişkinin giderimi için üçüncü defa dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve görüşüne başvurulan bilirkişi 11.04.2016 tarihli raporu ile dava konusu otomobilin gizli ayıplı olduğu mütalaasında bulunmuştur.
Mahkemece; 11.04.2016 tarihli bilirkişi raporu tespitleri ışığında davanın kabulü cihetine gidilmiş ise de, özellikle üç makine mühendisinden kurulu önceki 18.06.2015 tarihli rapor nazara alındığında hükme esas alınan ve tek makine mühendisi tarafından hazırlanmış olan bu bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamayacağı gibi bu rapora dayalı hükmün temyiz denetimi de yapılamaz.
O halde, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, yukarıda işaret edilen noktalar bakımından, teknik verileri gösterir, bu verileri yorumlar mahiyette ve bu yorumların nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarını karşılar nitelikte rapor alınmalı; rapor alınırken aracın arka kapı sürgülerinde bulunan fitillerin sızdırmazlık problemlerinin giderimi için gerekli tamir bedeli ile bu onarımın araç üzerinde oluşturacağı değer kaybının tespiti de istenerek denetime elverişli rapor alınıp; bu rapor sonucuna göre, davacının seçimlik haklarından sözleşmenin iptali ile bedel iadesi hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine uygun olup olmayacağı da gözetilerek hüküm tesisi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, yetersiz incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak, eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön