13. Hukuk Dairesi 2017/8104 E. , 2019/5965 K.
'İçtihat Metni'
Türkiye ... Bankası A.Ş. vekili avukat ... ile 1-..., 2-..., 3-... vekilleri avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 5. Tüketici Mahkemesinden verilen 08/09/2014 tarih ve 2012/1313-2014/1452 sayılı hükmün Dairemizin 02/03/2017 tarih ve 2015/15453-2017/2777 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacı, davalıların murisi ...'un imzaladığı Tüketici Kredisi kapsamında ... kullanarak bankaya borçlandığını, borcun sözleşme gereğince ödenmediğini, iadeli taahhütlü mektup ile ödeme ihtarında bulunulduğunu, borcun ödenmediğini ve ... alan ...'un öldüğünün öğrenildiğini, bunun üzerine mirası kabul eden mirasçıların borçtan sorumlu olmaları nedeniyle aleyhlerine ... 11. İcra Müdürlüğü'nün 2012/8450 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek davalıların başlatılan takibe karşı ileri sürülen itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, murisin hayat sigortası olduğunu beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, tahsiline karar verilmiş; kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 02.03.2017 tarihli ve 2015/15453 Esas-2017/2777 Karar sayılı ilamı ile onama kararı verilmiş; davacı, bu kez karar düzeltme talep etmişlerdir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, mirabırakan tarafından kullanılan ... nedeniyle ödenmeyen ... taksitlerinin tahsiline yönelik mirasçılar aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, mirasbırakan ...’un kullandığı, 25.11.2011 tarihli 25.000,00 TL tutarlı tüketici kredisi nedeniyle hayat sigortası poliçesi tanzim edildiği, mirasbırakanın 02.12.2011 tarihinde öldüğü, geriye davalı olan mirasçıların kaldığı, davacı bankanın, ... borçlarının ödenmesi için mirasçı olan davalılar hakkında ... 11.İcra Müdürlüğü'nün 2012/8450 sayılı dosyasından takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, “Sigortalının ... sözleşmesini hastane odasında imzaladığı, ... Sigortası Genel Şartları C2.2./3 maddesinde belirtiği şekilde gerçeğe aykırı beyanda bulunmadığından ... borcunun sigortalının mirasçılarından talep edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 1487/1. maddesi '... sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.' düzenlemesini 1493/7. maddesi ise 'Sigortacıdan edimi istem ve tahsil yetkisi, aksi kararlaştırılmadıkça, lehtara aittir.' düzenlemesini içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, sigorta poliçelerinin davacı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde ... veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davacıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen ... veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine ... alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye ... alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur.
Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan ... alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. ... kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye ... alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun'un 2. maddesinde, 'Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, tüm hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçıya karşı takip başlatılmış olması, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. Mahkemece, bu husus gözetilerek vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması, HUMK.'nun 438/8 maddesi hükmü gereğidir. Kararın bu nedenle düzeltilerek onanması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02.03.2017 tarihli ve 2015/15453 Esas-2017/2777 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak Mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair karar düzeltme itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 02.03.2017 tarihli ve 2015/15453 Esas-2017/2777 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2017/8104 E. , 2019/5965 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 63 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 56 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat