13. Hukuk Dairesi 2016/18108 E. , 2019/5861 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket vekili, şirketlerine ait hastanede ... isimli hastanın acil serviste tedavi edildiğini, daha sonra davalı kurumun gönderdiği yazı ile; hastanın kardeşi ... adlı kişinin abisi ...'nın kimliği kullanarak hastanede tedavi olduğunun, tedavi olan gerçek kişinin ...olduğunun, hastanın kimlik doğrulamasının yanlış yapıldığının, bu durumun Sağlık Uygulama Tebliği ve kurum ile aralarında yapılan sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesi ile şirkete 43,74 TL tedavi giderinin iadesi ve 20.000,00 TL cezai şart uygulamasının bildirildiğini, uygulamada kimlik tespitinin hastane görevlisinin kimliğe bakıp fiziki durum ile kontrol etme ile yapıldığını, abisinin kimliğini kullanan şahsın genetik ve kan bağı düşünüldüğünde kimlikteki fotoğraflar ile kimlik bilgileri birlikte değerlendirildiğinde şirketlerinin gerekli mevzuata uygun ve özenli şekilde hareket ettiğinin anlaşılacağını, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ... Sosyal Güvenlik Merkezinin 01/10/2014 tarihli cezai işlemin tedbiren durdurulmasını, cezai işlemin iptali ile şirketin davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Sosyal Güvenlik Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Başmüfettişince yapılan inceleme sonucunda 26/02/2014 tarihinde soruşturma raporu düzenlendiğini, ... sisteminde yapılan inceleme neticesinde ... adına 2012 yılı içerisinde günde 5-6 kez olmak üzere yüzlerce takip alındığı, davacı tarafın gerek 5510 sayılı kanun gerek SUT gerek ise davalı kurum ile yapılan sözleşme gereklerine aykırı hareket ettiğini, sözleşmenin 11.1.2, 10.1, 10.2. maddeleri gereğince davacı hastanenin davalı kuruma toplam 43,74 TL yersiz ödeme ve 20.000,00 TL cezai işlemden dolayı sorumlu olduğunu, davaya konu işlemin bizzat davacının kabul ettiği protokol hükümleri çerçevesinde gerçekleşmiş kanuni zorunlu bir işlem olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ... Sosyal Güvenlik merkezine 01/10/2014 tarihli 0119966705/934170152/4821960 sayılı cezai işlemin iptali ile davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme tarafından alınan 08/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; ...’nın abisi ...’nın nüfus cüzdanını kullanması sebebiyle ortada 3.bir kişinin haksız fiilinin olduğu ancak burada H.İbrahim’in kullanmış olduğu nüfus cüzdanının davacı hastane çalışanlarını iğfal kabiliyeti olup olmadığının önemli olduğu belirtilmiş ,mahkeme alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ...’nın, kendisini kardeşi ... olarak tanıtıp ilaç yazdırdığı ve tedavi olduğu, kardeş olan hasta ve yakınının birbirlerine benzeyeceği resimlerin eski ve kimlik kullanan kişinin kemoterapi tedavisi gördüğünden resme birebir benzeyemeyeceği ihtimalleri göz önünde alındığında, yapılan işlemde davacı kurumun ihmali olduğu ispat edilemediğinden davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, sağlık hizmeti sunucusu olan davacı hastanenin genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında ibraz edilen kimlik belgelerinin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol yükümlülüğü bulunup bulunmadığı ve bu yükümlülüğünün kapsamı noktasındadır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle yasal mevzuata göz atılmalıdır. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 71. maddesinde, “Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67. maddenin üçüncü fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Olay tarihinde yürürlükte olan Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) 3.1.2.maddesine göre; “Sağlık kurum ve kuruluşları, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilerin müracaatı aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti yapacaktır. Kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” Taraflar arasında düzenlenen Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 11.1.15.maddesinde, ”..Faturaya dayanak oluşturan belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlediğinin tespiti halinde 10.000,00 TL’den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5(beş) katı ....cezai şart uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; sağlık hizmeti sunucusu olan davacının, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti yapmak ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava dışı ...'nın kendisi tarafından düzenlenmiş sahte tıbbi belgelerle davacı hastanenin acil servisinde tedavi uygulandığı, kimlik kontrolü yapılmış olsa idi sahteliğin tespit edilebileceği, bunun için bir uzmanlığa gerek olmadığı, 3. kişilerin sahte nüfus cüzdanı kullanarak davacı kurum çalışanlarının iradelerinin sakatlanmasına da yol açmadıkları ve davacı kurumun kimlik kontrol etme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davalı ... zarara uğrattığı tüm dosya kapsamı ile sabittir. Hemen belirtmek gerekir ki, zararın tazmini için kimlik kontrol etme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi yeterli olup, ayrıca kasıt unsuru aranmayacaktır. Hal böyle olunca, mahkemece, davalı kurum tarafından uygulanan cezai şartın yerinde olması nedeniyle davanın reddine hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı lehine BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/18108 E. , 2019/5861 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat