13. Hukuk Dairesi 2016/12280 E. , 2019/5356 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/12280 E. , 2019/5356 K.


'İçtihat Metni'

......

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı ile 23.09.2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre taşınmazın teslim tarihinin 30 mayıs 2010 tarihi olarak kararlaştırıldığı anılan tarihte teslimin gerçekleşmemesi nedeniyle gecikilen her ay için satıcının alıcıya 1000 EURO gecikme tazminatı ödeneceğinin kararlaştırıldığı, taşınmazı sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmemesi nedeniyle, sözleşmede öngörülen gecikme cezasının tahsili için başlatılan ilamsız ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının ... 18.İcra Müdürlüğü 2014/26899 esas numaralı dosyasında ki takibe itirazının iptali ile takibin 34.000,00 EURO asıl alacak ve asıl alacağı takip tarihinden itibaren işletilecek ...... 1 yıl vadeli Euroya uygulanan faiz oranı ile birlikte devamına, İcra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, asıl davada davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm bölümünün (3) nolu bendinde yer alan “İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmamakla reddine,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine aynen 'Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


.......
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön