13. Hukuk Dairesi 2016/27953 E. , 2019/4681 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/27953 E. , 2019/4681 K.


'İçtihat Metni'

.....

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı tarafça yapılan icra takibi nedeniyle icra tehdidi altında 14.07.2015 tarihinde alacaklı vekili ile yapılan mutakabat sonucunda 137.928,76 TL alacaklı tarafa ödemek zorunda kaldıklarını, yapılan ödemenin haksız olduğunu, icra takibine konu alacağın dayanağı olarak gösterilen 18.01.1996 tespit tutanağının belediyenin borçlu olduğuna dair tutanak olmadığını, belediye tarafından düzenlenen bir borç belgesi olmadığını, icra takibine konu asıl alacak yönüneden temerrüt sözkonusu olmadığından icra takibinde istenen faizin de hatalı olduğunu ileri sürerek, icra tehdidi altında ödenen 137.928,76 TL. sının ödeme tarihi olan 14.07.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, ... 3 İcra Müdürlüğünün 2013/3829 E sayılı takip sonucu davacı tarafından yapılan 137.928,76 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından faiz yürütülmesi yönündeki talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, .../ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, ... 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Yine HMK.nun 27.maddesinin 2. bendi c bölümünde de, hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır. Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece 14.07.2015 tarihli ibraname içeriğine göre davanın sübut bulduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkeme kararında taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenerek alacak isteminin hangi hukuki nedenlerle kabul edildiği hususunda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı gibi icra takibine konu edilen ve 14.07.2015 tarihli ibraname ile de ödenen alacak hakkında da tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmeden, delilleri toplanmadan ve böylece mahkemece asıl dava konusu hakkında inceleme yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


.....

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön