13. Hukuk Dairesi 2016/23301 E. , 2019/4382 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/23301 E. , 2019/4382 K.


'İçtihat Metni'

....


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, ....model....otomobili davalıdan satın aldığını ve daha sonra dava dışı üçüncü şahısa sattığını, ancak aracın hukuki ayıplı olması nedeniyle aracı satın alan üçüncü şahısın aleyhine açmış olduğu dava sonucunda bu şahısa 24.882,92.-TL ödemek zorunda kaldığını, aracın davalı tarafından kendisine bu şekilde hukuki ayıplı olarak satılmış olduğunu ileri sürerek değer kaybından kaynaklanan 9.380,00.-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile dava konusu araçta var olan hukuki ayıbın kendisi tarafından bilinmediğini ve kendisince ortaya çıkarılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 9.380,00 TL'nin 07/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece, kısa kararda yazılı ikinci bent ile “.....plakalı aracın birlikte ifa kuralı gereğince hükmün infazıyla aynı anda davalıya trafik kaydından gerekli değişikliklerin yapılmak suretiyle iadesine,” karar verilmiş gerekçede ise söz konusu ikinci bente yer verilmemiştir. Böylece, kısa kararla gerekçe arasında çelişki yaratılmış olup, yukarıda açıklandığı üzere bu durum usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

......


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön