13. Hukuk Dairesi 2016/21603 E. , 2019/1840 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/21603 E. , 2019/1840 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan 27/09/2012 tarihinde... model araç satın aldığını, satın aldıktan hemen sonra aracın arızalandığını, kilometresi 999,99 olduğunda kendiliğinden durduğunu, bir daha çalışmadığını, fren aksamında sorunlar yaşandığını, defalarca fren bakımı yapılıp çeşitli parçalarının değiştirildiğini, dava konusu aracı tercih etmesinin başlıca nedeninin düşük yakıt tüketimi olduğunu ancak motor hacmi düşük olmasına rağmen aracın normalin çok üzerinde yakıt tükettiğini, aracın yol bilgisayarının da arızalandığını, yetkili servis tarafından değiştirildiğini, bu suretle bir çok parçası değişen aracın orijinal halini kaybettiğini, aracın bu kadar arıza vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, araçta üretim hatası bulunduğunu, araçtan beklediği faydayı sağlayamadığını, zamanında yapılan ihbarlara rağmen davalı yanca ayıbın giderilemediğini belirterek, davaya konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, kullanımdan kaynaklanan küçük çaplı arızaların yetkili servis tarafından aracın bakımı yapılmak ve gerekli parçalar değiştirilmek sureti ile giderildiğini, aracın kazaya karışmış olması nedeni ile uğradığı değer kaybının tespitini ve aracın satış tarihinden itibaren davacı tarafından kullanılması nedeni ile kullanım bedelinin hakkaniyet gereği tazminattan mahsubu gerektiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile, satın aldığı araçta üretim hatası olması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini istemiş, davalı ise araçta ayıp olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ‘... Aracın davacıya teslim edildiği 27/09/2012 tarihine göre iki yıllık zaman aşımı süresi 27/09/2014 tarihinde dolmuş, eldeki dava ise bu tarihten sonra 14/07/2015 tarihinde açılmıştır. Davaya konu araçtaki ayıbın satıcı davalının ağır kusuru veya hilesi ile davacıdan gizlendiği de ispatlanamadığı’ gerekçesiyle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. 27/09/2012 tarihinde satın alınan aracın dosya arasında bulunan servis kayıtlarına göre; 15/10/2012 tarihinde hiç çalışmıyor şikayeti ile, 02/09/2013 tarihinde sağa çektiği, titreme olduğu şikayeti ile, 24/09/2014 tarihinde lastik yeme probleminin bulunduğu şikayeti ile, 02/02/2015 tarihinde yol bilgisayar ekranının çalışmadığı ve frene basınca ses geldiği şikayeti ile, 26/03/2015 tarihinde ön soldan ses geldiği şikayeti ile, 8/4/2015 tarihinde frene basınca ses geldiği şikayeti ile, 25/5/2015 tarihinde frene basınca sürtme sesi geldiği şikayeti ile yetkili servise götürüldüğü anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda;araçtan frenleme sırasında ses geldiği, bu durumun aracın fren sisteminde sorunlar olduğunun belirtisi olduğu, araç hareket halinde iken direksiyonda aşırı titreşim olduğu, sol ön tekerlek lastiğinin iç ve dış yanaklarında aşınmalar olduğu, yakıt tüketiminin katolog değerlerinin üzerinde olduğu, yol bilgisayarının arızalı olduğu, araçtaki sorunların aracın yakıt ekonomisini, sürüş konforunu, sürüş güvenliğini olumsuz yönde etkileyen sorunlar olması sebebiyle aracın bu şekilde kullanılamayacağı, söz konusu ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu, üretim hatasından kaynaklandığı ve tüketicinin araçtan beklediği makul faydayı azalttığı bildirilmiştir. Davacı tarafından ayıp ihbarının dava zamanaşımı süresi içinde yapıldığı, bilirkişi raporuna göre de söz konusu ayıpların gizli ayıp olduğunun sabit olduğu ve keşif anında yapılan kontrolde devam ettiği anlaşıldığına göre davanın süresi içerisinde açıldığının kabulü gerekir. O halde, mahkemece, davanın esasına girilerek taraf delillerinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön