13. Hukuk Dairesi 2016/20810 E. , 2019/590 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/20810 E. , 2019/590 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı Toki ile ... ... Toplu Konut Projesi kapsamında bir adet bağımsız bölümün satışı hususunda 30.04.2009 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 3. maddesine göre gayrimenkulün inşaat süresinin 30 ay olarak kararlaştırıldığını, ancak sözleşme gereğince dava konusu gayrimenkulün teslim edilmesi gereken tarihte teslim edilmediğini, dava konusu gayrimenkulün süresinde teslim edilmediğinden dolayı müvekkilinin maddi zarara uğradığını, ayrıca dairenin bir çok eksik ve kusurlu imalatlarla teslim edildiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/88 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte eksikliklerin ancak 5.900,00-TL harcanarak giderilebileceğinin tespit edildiğini, bunun yanında sözleşmede dairenin 120,18 metrekare olarak belirlendiğini ancak dairenin gerçekte daha küçük olduğunu, bu şekilde zarara uğratıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile evin eksik metrekare nedeni ile 7.753,73-TL, dairede bulunan eksiklikler nedeni ile 5.900,0-TL, geç teslimden kaynaklanan kira bedeli için 1.000,00-TL olmak üzere toplamda 14.653,73-TL'nin dairenin teslim edilmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Kira alacağı yönünden davanın kabulü ile; 1.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, eksik imalat bedeli ve eksik metrekare bedeli yönünden açılan davanın usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, ayıplı ve eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ve geç teslim nedeni ile oluşan kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kira kaybına ilişkin isteminin taleple bağlı kalarak kabulüne, davacının eksik imalat ve eksik metrekare bedeli yönünden davası açısından ise Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere açık ayıp yönünden 4077 sayılı sayılı kanun gereğince 30 günlük ihbar süresine ve gizli ayıp yönünden ise derhal ihbar yükümlülüğüne itibar edilmediği, davacının bu eksiklikleri daha önce ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığı esnada bildiği ve süresi içesinde gerekli işlemleri yapmadığı, davacının gerekli ihbarları yaptığına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunmadığı gerekçesi ile bu kalem isteklerin reddine karar verilmiştir.
Davacı, tüketici olduğuna ve taraflar arasındaki sözleşme tarihi gözetildiğinde, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı kanunda değil, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır. Öyle ki, malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan bu konudaki 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre (818 sayılı BK'nun 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan hükümler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının belirttiği hususların açık mı yoksa gizli ayıp mı olduğunun belirlenmesinin yanında, dairenin davacıya hangi tarihte teslim edildiğinin, dolayısıyla ayıbın niteliğine göre ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tesbiti önem arzetmektedir.
Davacının, eksik ifa olarak nitelendirilen eksik işlerle ilgili talebi yönünden yapılan incelemede ise; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki eksik ifa olarak değerlendirilen hususlar açısından davacının talebi reddedilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, teslim tutanağındaki belirtilen hususlar da değerlendirilerek, tutanakta bulunmayan hususlar açısından, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacının daha önce ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/191 Esas sayılı dava dosyasında kira kaybı ve eksikliklerle ilgili talepte bulunduğu, ancak mahkemece; konutun henüz teslim edilmemiş olması nedeniyle eksikliklerle ilgili talep için dava koşullarının henüz oluşmadığı, gerekçesiyle talebinin reddedildiği ve bu kararın Dairemizin 02.06.2014 tarih ve 2014/186 esas-2014/16997 karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır. O halde, teslim tarihi olan 17.02.2015 tarihi itibariyle davacının süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği görülmektedir. Kaldı ki teslim tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Yasa’nın uygulanması halinde de 6502 sayılı kanunda açık ayıplar yönünden bir ihbar süresinin öngörülmediği dikkate alındığında davacının süresinde ihbar yükümlülüğü yerine getirdiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, açık ayıplar yönünden davacının süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği dikkate alınarak değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesine gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile bu talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön