13. Hukuk Dairesi 2017/1385 E. , 2020/2834 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/1385 E. , 2020/2834 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ...'ün yurtdışında 'organik kimya' dalında master öğrenimi yapmak üzere 1416 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Milli Eğitim Bakanlığınca Amerika Birleşik Devletlerine gönderildiğini, master eğitimini bitirdiğinde burslu statüde doktora eğitimine başladığını, rutin araştırmalarda davalının kayıt yaptırmadığını ve ibraz ettiği transkriptlerin gerçeği yansıtmadığını, bunun sonucunda öğrencilikle ilgisinin kesilmesi ve tazminat takibi için gerekli oluru aldıklarını, davalıya ... Gaziosmanpaşa Üniversitesinde göreve başlaması ya da adına tahakkuk ettirilen borcu ödemesi hususunun bildirildiğini, ... Gaziosmanpaşa Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak göreve başladığını, sonrasında ODTÜ'de doktora eğitimi yaptığını, doktora programında başarısız olduğu gerekçesiyle ilişiğinin kesildiğini, borç tebliğine rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, tüm bu nedenlerle 22.438,62 TL öğrenim gideri alacağının sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., 6552 sayılı Kanun uyarınca başvuruda bulunduğunu, borcun davacı tarafından kendisine bildirilmediğini beyan etmiş, diğer davalı davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının 14.248,42 TL'sinin asıl alacak olmak üzere 22.029,39 TL'lik davasının kabulüne, asıl alacağa sarf tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nin 294. maddesi gereğince, mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder .Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nin 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK’nin 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa’nın 141. maddesi ile HMK’nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Mahkeme kısa kararında alacağa faiz yürütülmesine karar vermediği halde, gerekçeli kararında asıl alacağa sarf tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermiştir, diğer anlatım ile kısa karar ve gerekçeli karar arasında faiz konusunda çelişki oluşmuştur.
Bu haliyle, hükmün yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere ve 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön