13. Hukuk Dairesi 2016/15946 E. , 2020/286 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/15946 E. , 2020/286 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı avukat olduğunu, davalı ... Josef Kamhi ile aralarında yapmış oldukları 1 Ocak 2006 tarihli Hukuki Müşavirlik Sözleşmesi ve 11 Mart 2006 tarihli Avukatlık Sözleşmesine diğer davalıların 30.11.2013 tarihli beyanları ile katılımlarının sağlandığını, anılan sözleşmeler kapsamında hak kazanılan ücretinin ödenmediğini, bu nedenle davalılara ihtarname keşide ederek ücretinin 7 günlük süre içerisinde ödenmesini, aksi halde istifa edeceğini bildirdiğini, ancak bir netice alamadığını ileri sürerek; fazlaya dair haklar saklı kalmak suretiyle 20.000 USD'nin tahsilini istemiş; ıslah ile talep miktarını 1.024.866,42 USD'ye artırmıştır.
Davalılar Ayşegül ve ... davanın reddini dilemiş; diğer davalı davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 20.000 USD'nin dava tarihinden, 1.004.866,42 USD'nin ise ıslah tarihinden itibaren kamu bankalarınca Amerikan Dolarına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuzda ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile; dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hükümdür. Bu aşamalar içinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır. HMK’nın “ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddesinde “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. maddesi dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, gerektiği takdirde bu konuda karar verilmeden önce, tarafların ön inceleme duruşmasında dinlenebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyebileceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı olmak üzere tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif yapma ve yemin teklif etme gibi işlemler yapılabilir, ancak tahkikata yönelik işlemler yapılamaz. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (md. 137/2, md 320/3). Basit yargılama usulünde ise yazılı yargılama usulünden farklı olarak ön inceleme ve tahkikat işlemleri basitleştirilmiştir. HMK.'nın 320/1.maddesinde 'mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği' belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve 'mümkün olan hallerde' olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. Eğer, dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse (örneğin, geçici hukuki korumalarda), taraflar duruşmaya çağrılmadan sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebilir(m. 320/1). Dosya üzerinden karar verilemiyorsa, bu durumda mahkeme ön inceleme yapar. Burada da, mahkeme dava şartları ve ilk itirazların varlığını inceleyerek, hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri hakkında tarafları dinler. Bundan sonra hakim, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit ederek, tarafları sulhe teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları; sulh olmamışlarsa anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır ve tutanak hazır bulunanlarca imzalanır. Tahkikat bu tutanağa göre yürütülür (m. 320/2). Tahkikat tamamlandıktan sonra, yazılı yargılama usulünde olduğu gibi ayrıca sözlü yargılama için ayrı bir kesit öngörülmemiştir; bunun için ayrıca süre verilmez. Hakim tahkikatın tamamlandığı duruşmada, tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini belirterek hükmünü tefhim eder(m. 321/1).
Diğer taraftan, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanması zorunludur. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası'nın 36. maddesine göre teminat altına iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 27. maddesinde: '(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir'. hükmü düzenlenmiştir.
Bu açıklamalardan sonra basit yargılama usulünün uygulandığı dava dosyasına dönülecek olursa, dilekçeler teatisinden sonra 04.11.2015 tarihli tensip zaptının 11. maddesi ile dosyaya bilirkişi atanıp raporun dosyaya kazandırılmasını müteakip 15.03.2016 tarihli 1. celse oturumunda; ön inceleme aşamasının tamamamlanmasının ardından geçilen tahkikat aşamasında bir kısım davalılar vekilinin dosyaya yeni atandığından bahisle istenilen süre talebi reddedilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmiş, peşisıra da dosya karara çıkarılmıştır. Bu haliyle verilen kararın adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup yukarıda açıklanan ilke ve düzenlemelere aykırılık oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Kararın bu yön itibariyle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön