13. Hukuk Dairesi 2020/822 E. , 2020/4611 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... Bankası.... Şubesinden 03/05/2011 tarihinde 45.000,00 TL’lik bireysel kredi kullanan merhum ...’ın mirasçısı ve eşi olduğunu, eşinin hesabından para çekilerek eşinin hayat sigortası kapsamına alındığını, kredinin ilk taksitinden vefat tarihine kadar da kredi ödemelerinin ve hayat sigortası primlerinin maaşından kesildiğini, eşinin hayat sigortası kapsamında iken 31/05/2013 tarihinde vefat ettiğini, bankanın hesabın kapatılmasını istediğini ve haklarını bilmemesinden dolayı da ödeme yaptığını, bankanın 1 yıldan fazla suretle hayat sigortası yapmakla kendisine ve eşine sigorta kapsamında oldukları güvencesi verdiğini, bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu olan bankanın mevcut sigortanın yenilenmediğini bildirmediğini ileri sürerek; bankaya borçlu bulunmadığının tespiti ile haksız şekilde kendisinden tahsil edilen 39.000,00 TL'nin istirdatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yenilenmeyen hayat sigortasından kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile yapılan ödemenin iadesi isteğine ilişkin olup, davalı banka, müteveffaya kullandırılan kredi sırasında hayat sigortası yapıldığını ancak biten hayat sigortası poliçesinin 70 yaş uygulaması nedeni ile yenilenmediğini, dolayısıyla vefat anında hayat sigortasına tabi olmadığını, müşterinin kayıtlı telefon numarasına 'kredi hayat sigortalarında yaş ve sigorta süresi toplamı 70 yaş olarak belirlendiğinden, poliçeniz 26.04.2014 tarihinde sona erecek, yenilenmeyecektir' mesajı atılarak durumun bildirildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, hayat sigortalarının zorunlu sigorta olmayıp tamamen sigorta ettirenin isteği ile düzenlenebilecek ihtiyari sigorta olması nedeniyle davacının müteveffa eşine de bir sorumluluğun düştüğü yine karşı tarafla müzakere edilmeden kararlaştırılmış olsa bile müteveffa eşe sigortanın 70 yaş ve üzerini kapsamadığını ve bunun davacının eşi tarafından bizzat bankaya bildirilen 0531... nolu telefona vefatından önce bildirim yükümlülüğününü yerine getirdiği gerekçesi ile reddedilmiş ise de; 03.05.2011 tarihinde müteveffa tarafından kullanılan 45.000,00 TL tutarlı kredinin ilk dönem (03.05.2011/26.04.2012) ve ikinci dönem ( 27.04.2012/26.04.2013) hayat sigortası ile güvence altına alınıp dönem primlerinin tahsil edildiği, kredi sözleşmesinin arka kısmında müteveffa tarafından yazılarak altı da imzalanmak suretiyle hayat sigortası talebinde bulunulduğu, henüz 70 yaş düzenlemesinin bulunmadığı kredi kullanım tarihinde 78 yaşında olduğu anlaşılan 23.08.1931 doğumlu müteveffanın 31.05.2013 tarihinde öldüğü, ölüm olayından önce 70 yaş düzenlemesi nedeni ile sigortanın yenilenmeyeceğinin 13.03.2013 tarihli bildiriminin sağlıklı şekilde müteveffaya iletilip iletilmediği kime ait olduğu anlaşılamayan 0531 491... numaralı cep telefonuna mesaj yolu ile yapıldığı, her ne kadar davalı banka bahse konu bu telefon numarasının kendilerine bildirilen telefon numarası olduğunu ileri sürmüş ise de, davacı vekilinin duruşmadaki beyanında ' müvekkil tarafından bildirilen numara bir yanlışlık sonucu yanlış yazılmış olabilir...' şeklindeki beyanıyla müteveffanın kullanımındaki telefonun bildirim yapılan telefon numarasından farklı olduğuna vurgu yapmış olması hususu, keza kredinin kullanıldığı tarihte ... Bankası A.Ş. ile ... A.Ş. arasındaki mevcut protokolde 18/85 yaş arası müşterilerin zorunlu hayat sigortası kapsamına alınacağının hüküm altına alındığı, diğer yandan müteveffa tarafından da hayat sigortasının yenilenip yenilenmediğinin takip edilmediği değerlendirildiğinde, tarafların müterafik kusurlu oldukları sonucuna varılmalıdır. O halde, mahkemece, tarafların kusur oranları takdir edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2020/822 E. , 2020/4611 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 69 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat