13. Hukuk Dairesi 2017/9070 E. , 2020/2301 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/9070 E. , 2020/2301 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-bir.dos.davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, taraflar arasında düzenlenen 25.01.2007 tarihli taşınmaz satış sözleşmesiyle davalının ...4145 ada 4 parselde tapuya kayıtlı taşınmazın malikleriyle yapmış olduğu Denizli 2.Noterliğinin 27.07.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden sözleşme gereğince kendisine kalacak 17 nolu işyeri ile 1 bağımsız bölüm nolu daire vasfındaki taşınmazı kendilerine sattığını, satış bedelini davalıya ödediklerini, davalının işyerini 30.03.2007, daireyi 30.10.2007 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde işyeri için aylık 4.000,00 TL, daire için aylık 500,00 TL kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı satıcının yapı kullanma izin belgelerini almadığı gibi sözleşmedeki yükümlülüklerinide yerine getirmediğini, inşaatın tamamında bulunan daire ve dükkanları üçüncü şahıslara satıp projeye aykırılıkları gidermeden ve yapı kullanma izni almadan inşaatı terk ettiğini, Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/391-200 esas ve karar sayılı dosyasıyla dairedeki proje aykırılıkların giderilmesi, yapılacak tadilat projesi nedeniyle 17 bağımsız bölümde meydana gelecek değer kaybı, daire ve işyeri için kira geliri kaybı olmak üzere toplam 145.000,00 TL'nin davalıdan tahsili yönünde karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, hüküm altına alınan miktardan fazla miktarda alacak olduğunun belirlendiğini, 2009/391-200 esas ve karar sayılı dosyadan verilen ve saklı tutulan alacaklar ile 29.09.2009 tarihinden dava tarihine kadar işyeri ve daire için 20 aylık mahrum kalınan kira bedeli olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tadilat projesi yapılması durumunda 17 bağımsız bölüm nolu işyerinde meydana gelecek değer kaybı olarak bakiye 20.600,00 TL,daire için tespit tarihi olan 29.09.2009 tarihine kadar bakiye 3.500,00 TL ile, tespit tarihinden dava tarihine kadar 20 aylık 5.000,00 TL mahrum kalınan kira bedeli, işyeri için tespit tarihi olan 29.09.2009 tarihinden dava tarihine kadar 20 aylık mahrum kalınan kira bedeli toplamı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 34.100,00 TL.nin sözleşme ile kararlaştırılan teslim tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 10.07.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile daireden kaynaklanan kira bedelini 5.000,00 TL, işyerinden kaynaklanan kira bedelini 75.000,00 TL. arttırarak, daireden kaynaklanan kira bedelini 10.000.00 TL'ye, işyerinden kaynaklanan kira bedelini 80.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı, birleşen dosyada davacıların sözleşmeye göre ödemeleri gereken 40.000,00 TL'yi ödemediklerini, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olan satış sözleşmesinin davacı tarafça kendilerine yüklenen borcun yerine getirilmemesi nedeniyle davalıdan da edimini yerine getirmesinin beklenemeyeceğini, kira talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, dükkan ve dairenin davacı tarafça fiilen kullanıldığını, bu nedenle mahrum kalınan kira bedelinin talep edilemeyeceğini belirterek asıl davanın reddini dilemiş, birleşen davada da 40.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak 1 nolu daireye ilişkin taleplere yönelik davanın tefriki ile asıl davanın 17 nolu işyerine ilişkin davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı (birleşen dava davacısı) tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Asıl dava yönünden yapılan incelemede;
Davacılar ... ve ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan alacak davası ile, birleştirilen Denizli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/378 esas 2011/491 karar sayılı dosyasında davacı ... tarafından, davalılar ... ile ... aleyhine açılan alacak davasının yargılaması sonunda verilen mahkemenin 12.12.2013 tarihli ve 2011/225 esas 2013/456 karar sayılı kararının davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/3941 esas, 2016/8793 karar sayılı 28.03.2016 tarihli ilamı ile bozularak iade edilmesi üzerine mahkemece bozmaya uyularak, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı (birleşen dava davacısı) tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu mesken ile ilgili olarak kira kaybı ve değer azalması talepleri bozma ilamı uyarınca Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmesinden bahisle tefrik edilmiştir. Bu davada davacı, işyeri ile ilgili olarak Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/391 esas sayılı dosyasıyla 25.600,00 TL. zararın 5.000,00 TL.sinin karara bağlandığından ve karar kesinleştiğinden, kalan 20.600,00 TL yönünden; ayrıca 17 nolu bağımsız bölümün (işyeri) tespit tarihinden dava tarihine kadar olan 20 aylık kira kaybıdan kaynaklanan alacağın 20x4.000,00 TL=80.000,00 TL. olmak üzere davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı yan ise, işyerinin depo olarak kullanılmasından dolayı davacının kira geliri sağladığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiştir. 22.10.2009 tarihli tespit bilirkişi ... Tiryaki tarafından düzenlenen rapor ekinde ve 19.06.2012 tarihli keşif ekindeki fotoğraflarda görüldüğü üzere dava konusu işyerinin depo olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Davacıların ve tanıkların beyanları da buranın depo olarak kullanıldığı ancak iskan ruhsatı olmamasından bahisle, amacına uygun olarak kullanılamadığı yönündedir. Hal böyle olunca, 17 nolu bağımsız bölümün (işyeri) kiraya verilmesi hususunun Mahkemece araştırılarak, belirlenen kira bedelinden düşürülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davalı-birleşen davacının birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz olunan asıl davaya yönelik kararın davalı-birleşen davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön