13. Hukuk Dairesi 2017/2356 E. , 2020/1726 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/2356 E. , 2020/1726 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda astsubay olarak görevli iken Yüksek Askeri Şura kararıyla disiplinsizlik gerekçesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmak zorunda kaldığını, ayırma işlemine müteakip 15 yıllık mecburi hizmet süresi dolmadan ayrıldığı gerekçesi ile kendisinden 1.406.000.000-TL tahsil edildiğini, 6191 sayılı Kanun ile 926 sayılı Kanuna eklenen 32. madde hükmü karşısında ayırma işleminin iptali için yaptığı başvurunun kabulü ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden uzaklaştırılmasına ilişkin idari işlemin iptali ve alınan haklarının iadesinin gerçekleştirildiğini, ancak kendisinden tahsil edilen 1.406.000.000-TL'nin iade edilmediğini, davalı idarenin belirtilen tutarda sebepsiz olarak zenginleştiğini, astsubay okullarında bir öğrenci için dava tarihi itibari ile fiilen yapılması gereken masraf dikkate alınarak iki katının davalı idareden tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, belirsiz alacak mahiyetinde 5.000,00-TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiş; 10.03.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında ise davalının tahsil ettiği eski 1.406.000.000-TL'nin (yeni 1.406-TL) dava tarihi itibari ile paranın alım gücü gözönüne alınarak, ulaştığı değerin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL'nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile, astsubay olarak görevli iken Yüksek Askeri Şura'nın kararı ve disiplinsizlik gerekçesi ile TSK'daki görevinden ayrılmak zorunda bırakıldığını, mecburi hizmet süresi dolmadan ayrıldığı gerekçesi ile toplam 1.406.200.000 (eski Türk Lirası) TL'yi ödediğini, 6191 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme üzerine TSK'dan ayırma işleminin iptali için talepte bulunduğunu, görevden uzaklaştırılmasına ilişkin işlemin iptal edildiğini, kendisinden tahsil edilen okul masraflarının yasal dayanağının kalmadığını ileri sürerek, ödediği miktarın güncel değerlere uyarlanarak tahsilini istemiş; davalı, 6191 sayılı Kanun ile eklenen geçici 32. maddede bu madde kapsamında başvurusu kabul edilenlere geçmişe yönelik olarak tahsil edilmiş olan eğitim, öğretim ve kurs masraflarının geri ödeneceğine dair hüküm bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 926 sayılı Kanuna eklenen geçici maddede ilişiği kesilen kişilerle ilgili haklarının iadesi ile birlikte borcu bulunanlardan borcun tahsil edilmeyeceğinin açıkça belirtilmesine karşın, borcunu ödemiş olanlarla ilgili düzenlemenin bulunmadığı ve borcunu ödemeyenlerden tahsil edilmeyeceğine dair düzenlemenin kıyasen borcunu ödeyen davacı hakkında uygulanması suretiyle mevzuata uygun olarak yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebinin yerinde olmadığı, kanun gereği idarece tahsil edilen bedelinin iadesinin ancak kanunla açıkca yapılacak düzenleme karşısında talebe konu edilebileceği, somut olayda iade ile ilgili açık düzenlemenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının 6191 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme üzerine yaptığı başvuru kabul edilerek TSK'dan ilişiğinin kesilmesi işleminin iptal edildiği, Yüksek Askeri Şura kararına göre ilişiği kesildiği tarihten 6191 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarih arasındaki 15 yılı aşan süresi TSK'da geçmiş sayılarak ihya edildiği için, Yüksek Askeri Şura kararına göre ilişiğinin kesildiği 29.08.1995 tarihi itibariyle 15 yıllık mecburi hizmetinde eksik kalan hizmet süresini fazlasıyla 15 yıl olarak TSK'da geçmiş kabul edilerek 6191 sayılı Yasa ile ihya edilmiş olması nedeni ile anılan yasanın yürürlüğe girdiği 22.03.2011 tarihi itibariyle davacının eksik yükümlülük süresi için ödediği tazminatın gereksiz ve dayanaksız kaldığı, davacının geçmişe dönük bütün özlük hakları iade edilmiş olmakla bu kapsamda açık düzenleme olmasa dahi eksik hizmete karşılık gelen eğitim öğretim giderleri ile kurs masraflarına ait sorumluğunda 6191 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 22.03.2011 tarihi itibari ile ortadan kalktığı, 6191 sayılı Kanun ile eklenen geçici 32. maddede ödemesini tamamlamış olanlara geri ödeme yapılmaz şeklinde bir düzenleme de bulunmadığı, Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesi kapsamında davacı aleyhine bir yoruma gidilemeyeceği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön