13. Hukuk Dairesi 2017/2197 E. , 2020/1723 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görevli iken 926 sayılı kanunun 112. maddesi gereği mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan 15.12.2008 tarihinde görevinden ayrıldığını, mecburi hizmet süresini tamamlamadan ayrılanların, komutanlıkça yapılan öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarını ödemesi gerektiğini, davalının eğitimlerin alındığı tarihteki maliyet borcunun 4.930,00-TL, ayrıldığı tarihteki faizli maliyetinin 12.820,00-TL, faizli tutar üzerinden ayrıldığı tarihe göre ödemesi gereken tazminat tutarının ise 7.444,00-TL olarak hesaplandığını, davalının şimdiye kadar 2.250,00-TL ödediğini, kalan tazminat bedelini ödemediğini ileri sürerek, 7.444,00-TL'nin 15.12.2008 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı tarafın davalıdan talep etmekte haklı olduğu 1.830,20-TL ana para alacağı ile 1.234,87-TL bakiye işlemiş faiz alacağının (asıl alacak yönünden) dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK'nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlıkta, kısa kararda; '1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı tarafın davalıdan talep etmekte haklı olduğu 1.830,20-TL ana para alacağı ile 1.234,87-TL bakiye işlemiş faiz alacağının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine' karar verilmiş olmasına rağmen; gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; '1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı tarafın davalıdan talep etmekte haklı olduğu 1.830,20-TL ana para alacağı ile 1.234,87-TL bakiye işlemiş faiz alacağının (asıl alacak yönünden) dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine' şeklinde karar verildiği, böylece yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeyerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu gibi kararın bu haliyle infazda da tereddüt yarattığı anlaşılmakla HMK'nun 297/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Davanın, 21.06.2012 tarihli dilekçe ile davacı Genel Kurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı vekili tarafından açıldığı, gerekçeli karar başlığında ise davacı olarak ... yazıldığı, yine davada tek davalı olmasına rağmen davalılar ifadesi kullanılarak ... ve temsilci ... yazıldığı, kararın bu haliyle de infazda tereddüt yarattığı anlaşılmakla hükmün bozulması gerekir.
3-Eldeki davada, davacı Genel Kurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı olmasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümün 4. bendinde davada taraf olmayan hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
4-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1, 2 ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 4. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2017/2197 E. , 2020/1723 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat