13. Hukuk Dairesi 2020/303 E. , 2020/827 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2020/303 E. , 2020/827 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)



Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalıya belgeli veya belgesiz herhangi bir borcu olmadığını, bu konuda gerekirse mahkeme huzurunda yemin etmeye hazır olduğunu, tanıkla ispata karşı olduğunu, icra takibine maruz kalmasından dolayı aile ve sosyal çevresinde manevi olarak çok üzüldüğünü, yıprandığını ileri sürerek, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6926 sayılı dosyasından 8.929,66 TL. borçlu olmadığının tesbitine, davalının %40 tazminata mahkum edilmesine, 3.070,34 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kendisinden alışveriş yaptığını, aldığı malzemeleri köydeki evinin inşaatında kullandığını, aldığı malların bedelini ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6926 Esas sayılı dosyasında davalıya 8.929,66 TL borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, karar verilmiş, davacı vekili tarafından davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına yönelik tashih talebinde bulunulmuş, mahkemece 20.11.2019 tarihli ek karar ile tashih talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı tarafından başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, menfi tespit isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden bahisle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davalı tarafın yargılamanın başında kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde vekilin yargılamanın devamı sırasında istifa ettiği ve davalının kendisini yeni bir vekille temsil ettirmediği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 5. bendinde yazılı “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T./13 uyarınca takdiren 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin hükümden tamamen çıkartılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 54,40 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/01/2020 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

(Muhalif) (Muhalif)



MUHALEFET ŞERHİ

Davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan menfi tespit ve tazminat davasının 25.05.2011 tarihinde açıldığı, davanın açılışından itibaren davalı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirdiği, mahkemece ilk kararın verildiği 31.12.2014 tarihine kadar davalı tarafın yaklaşık 21 celse vekil ile temsil edildiği, ilk mahkeme kararının dairemizce bozulması üzerine davalı vekilinin 26.09.2018 tarihinde istifa ettiği, bu tarihten sonra davalının davayı kendisinin takip ettiği görülmektedir.
1136 sayılı Av. Kanunu'nun 164. maddesi uyarınca; avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı ve değeri ifade etmektedir. Aynı Kanun'un 168. maddesi uyarınca hazırlanan karar tarihindeki Av. Ücret tarifesinin 2. md'nin (1) numaralı fıkrasına göre; bu tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler karşılığıdır. Aynı Tarifenin 'ücretinin tümünü haketme' başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası; 'hangi aşamada olursa olsun dava ve icra takibini kabul eden avukat, tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır' hükmünü içermektedir.
Yargılama gideri olan vekalet ücretine hükmedilmesi için bir duruşmaya katılma veya bir dilekçe vermek yeterli olup, mahkemece manevi tazminat isteminin reddedilmesi nedeniyle davalı yararına tarife hükümlerine göre belirlenen ücrete hükmedilmesi gerekir. Vekilin istifa etmesi, davalının vekalet ücretini kazanmasına engel değildir. Ayrıca yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. 6100 sayılı HMK'nın 330. maddesine göre, dava sonunda mahkemece hükme bağlanan vekalet ücreti, lehine hüküm verilen tarafa aittir. Yine 6100 sayılı HMK'nun 323. madde uyarınca vekalet ücreti yargılama giderlerinden olup yargılama giderlerinden vekalet ücretine mahkemece hükmedilmesi doğru olup hüküm sırasında vekilin istifa ettiği gerekçesiyle davalı lehine Avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmak mümkün olmadığından ve mahkeme kararının onanması gerektiğinden kararın düzeltilerek onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön