13. Hukuk Dairesi 2016/26510 E. , 2020/397 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl dosyada itirazın iptali-alacak, birleşen dosyada itirazın iptali davasının bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen dosyada davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dosyada davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat, davalılardan ...'ın vekili sıfatıyla diğer davalı şirket aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için ... İş Mahkemesinde dava açtığını ve sonuçlandırdığını, kararın dosyanın davalısı olan ... Madencilik A.Ş tarafından temyiz edildiğini, mahkeme ilamına dayanarak icra takibi başlattığını, tahsilat aşamasında iken davalıların haricen sulh olarak müvekkilinin davadan ve icra dosyası alacağından feragat ettiğini, tüm bu işlemlerden bilgisi olmadığını, vekalet ücretlerinin ödenmediğini, her iki davalının da Avukatlık Kanununun 165.maddesi gereğince avukatın tüm ücretlerinden sorumlu olduğunu, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığından müddeabihin %10’u ila %20’si arasında akdi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek belirsiz alacak hükümleri doğrultusunda İş Mahkemesi dosyası nedeniyle 3.993,00-TL ve icra takibi dosyası nedeniyle 5.421,00-TL olmak üzere toplam 9.414,00-TL (HMK'nun 107/1 maddesi doğrultusunda istenilen asgari miktar olarak kabulü ile) akdi vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş; birleşen davada ise, iş mahkemesi dosyası için mahkeme ilamında belirlenen karşı yan vekalet ücreti olarak 3.993,00-TL ile icra takip dosyası için hesaplanan 5.421,00-TL karşı yan vekalet ücretinin davalılardan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, 22.718,00-TL işçilik alacağının davalı şirket tarafından davalı işçinin hesabına yatırıldığını, davalı işçinin davasından feragat ettiğini, taraflar arasında anlaşma ya da sulhun bulunmadığını, feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, ortada vekalet ücretine hak kazanılacak bir dosyanın kalmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, daha önceki Dairemiz bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde; Asıl davada, asıl davanın kabulü ile, 9.414,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınıp davacıya verilmesine; Birleşen davada, birleşen davanın kabulü ile, davalıların ... 3. İcra Müdürlüğünün 2012/8360 sayılı dosyasında yaptıkları 6.687,00 TL'ye yönelik kısmi itirazlarının iptaline, takip tarihinden itibaren bu miktara yasal faiz işletilmek sureti ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı avukatın müvekkili davalı ... ve diğer davalının sulh olmaları nedeniyle hak kazandığı akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafın akdi vekalet ücreti talebi asıl davada ileri sürülmüş; karşı yan vekalet ücreti talebi ise asıl dava ile birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk mahkemesinin 2012/426 esas sayılı dosyasında davacı tarafça ileri sürülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla 'İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca, alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen 'ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk' hallerinden olan 'sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde' karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken 'akdi vekalet ücretinin' dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır' şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin anılan İçtihadı Birleştirme Kararına göre, davalı ... A.Ş’nin davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bent gereğince temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/26510 E. , 2020/397 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 114 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 136 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 129 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat