13. Hukuk Dairesi 2020/134 E. , 2020/314 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/1053 esas sayılı dosyasında görülen dava sonucunda; davalı tarafından uygulanan cezai işlemin iptaline ve 56.218,15-TL'nin tarafına iadesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, anılan davada sehven faiz talep edilmediğini, karar kesinleştikten sonra davalı kuruma verdiği ek dilekçe ile ana paraya işlemiş ve işleyecek faiz isteme ve dava açma hakkını saklı tuttuğunu, davanın açılma tarihi itibariyle borcun ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 56.218,15-TL'ye el konulduğu 15.10.2010 tarihinden geri ödeme tarihine kadar işlemiş ve işleyecek şimdilik 1.000,00-TL ticari faiz alacağının davalıdan tahsilini istemiş; ıslah dilekçesi ile talebini 29.734,01-TL'ye yükseltmiştir.
Davalı, önceki yargılamada faiz talep edilmediğini, ihmalin davacıdan kaynaklandığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 8.081,55-TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, faiz talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı tarafından 2009 yılı Eczane Protokolü uyarınca uygulanan ve istirdadına karar verilen alacaktan kaynaklanan miktara dair faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/1053 esas, 2014/496 karar sayılı dava dosyasında, 56.218,15-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, o davada konu edilmeyen 15.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizin temyiz incelemesine konu davada talep konusu yapıldığı, ana para alacağının davacıya dava açılmadan önce 30.12.2015 tarihinde ödendiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK'nun 131/2. maddesi (818 sayılı BK madde 113/2) 'İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.' hükmünü amirdir. Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131. maddesi uyarınca, asıl alacak sona erince fer’i haklar da sona ermiş sayılır. Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmez. Ancak, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise anılan madde hükmü uyarınca ihtirazi kayıt konulması şarttır. Aksi halde çekince konulmamış ya da halin icabı gereğince çekince konulmuş sayılan haller gerçekleşmemiş ise, faiz alacağı da sona ermiş sayılır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı asıl alacak tutarı 56.218,15-TL'yi tahsil ettiğine göre, asıl borcu tahsil ettiği sırada ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediği belirlenememiştir. 11.11.2019 tarihli geri çevirme kararımıza istinaden davacı tarafından kuruma sunulan 28.12.2015 tarihli dilekçe örneğinin gönderildiği belirtilmiş ise de dilekçenin okunamadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle; davacı tarafından davalı kuruma sunulduğu belirtilen 28.12.2015 tarihli dilekçenin aslı veya okunaklı bir örneğinin istenmesi, ödemenin ne zaman ve ne şekilde (banka kanalıyla, çek vb.) yapıldığı hususlarının sorulup buna ilişkin belgelerin getirtilmesi, davacının asıl alacak tutarını ihtirazi kayıt ile alıp almadığı belirlenerek, tarafların hukuki durumlarının TBK'nun 131/2. maddesi (BK madde 113/2) kapsamında değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davacı yönünden açık, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davalı yönünden kapalı olmak üzere, 20.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2020/134 E. , 2020/314 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 109 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 111 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 92 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 84 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 148 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 131 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 384 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 129 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 123 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 102 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat