13. Hukuk Dairesi 2016/25655 E. , 2020/32 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/25655 E. , 2020/32 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı; dava konusu apartmanın bodrum katı ve avlusunda biriken ... sularının apartmanın temeline verdiği zarardan dolayı tespit yaptırıldığını belirterek, şimdilik meydana gelen ayıbın tadili veya tadilat miktarı olan 41.000,00 TL'nin davacıların hisselerine tekabül eden 28.700,00 TL'nin davalıdan dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacılar ..., ...'nın davasının reddine, davacı ...'nın davasının kısmen kabulü, davacı ...'in ve ...'ın davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir
1-6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK'nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda, kısa kararda, davada yer almayan ...,..... hakkında hüküm kurulmuştur. Gerekçeli kararda ise; adı geçen bu kişiler yönünden sehven hüküm kurulduğu açıklanarak, bu kişilerin isimleri hüküm metninden çıkartılmıştır.
Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, mahkemece 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için hükmün bozulması gereklidir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) no'lu bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön