14. Hukuk Dairesi 2016/9907 E. , 2018/9359 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/9907 E. , 2018/9359 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.11.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ile diğer davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, kayden muris ... 'nun malik olduğu taşınmazın ... Belediyesinin yaptığı imar uygulaması sonucu 1668 ada 3 sayılı imar parseline gittiğini, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali, 926 ada 49 sayılı kök parsele dönülmesi ve adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili ile diğer davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, yapılan imar uygulamasının iptali sebebiyle imar parselinin kadastral duruma dönüştürülmesi isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki; taraf teşkili dava şartlarındandır ve mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir.
Diğer taraftan; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istekli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibariyle kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür.
Kadastral parselin ihyası yani tapu kaydının eski hale getirilmesi, hükmün, ihdas parseli üzerinde oluşturulan tüm alanları (imar parselleri, yol, orman, park vs. dahil olmak üzere hepsini) kapsaması halinde mümkündür. Farklı bir ifadeyle kısmi ihya kararı verilemez. Öte yandan, verilecek ihya kararının, kapsamında kalan tüm imar parsellerinin maliklerinin mülkiyet haklarını etkileyeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda; çekişmeli 926 ada 49 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptaline karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği dosya kapsamıyla sabittir. Davacı da, bu nedenle sicile yönelik iptal ve tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır. Ne var ki, mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve krokisiyle, 926 ada 49 parsel sayılı taşınmazların çap sınırları üzerinde imar uygulamasıyla oluşturulan davaya konu 1668 ada 3 sayılı imar parselinin yanında, 1667 ada 4, 8, 9, 10 ve 11 sayılı, 1668 ada 2 ve 4 sayılı imar parsellerin tamamının, 1667 ada 3, 5, 6, ve 7 sayılı, 1668 ada 1 sayılı, 1666 ada 5 ve 6 sayılı imar parsellerinin de kısmen bu sınırlar içerisinde kaldığı belirlenmiş olmasına rağmen, bu kısımların alanı saptanmadığı gibi; anılan bu imar parselleri hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde, imar parsellerinin maliklerinin mülkiyet haklarını da etkiler şekilde ihya kararı verilmiş olması isabetsizdir. Ayrıca, 926 ada 49 parsel sayılı taşınmazda paylı mülkiyet söz konusu olup, davacıların murisi ... dışında hissedarlarda bulunmaktadır.
O halde, kadastral parselin ihyası talep edilmiş olmakla, öncelikle 926 ada 49 parsel maliklerinin tümünün davada taraf olarak yer alması gerektiğinden davaya dahil edilmeleri için davacılara usulüne uygun süre verilmesi ve 926 ada 49 parsel sayılı taşınmazların çap sınırları üzerinde imar uygulamasıyla oluşturulan davaya konu 1668 ada 3 sayılı imar parselinin yanında, 1667 ada 4, 8, 9, 10 ve 11 sayılı, 1668 ada 2 ve 4 sayılı, 1667 ada 3, 5, 6, ve 7 sayılı, 1668 ada 1 sayılı, 1666 ada 5 ve 6 sayılı imar parselleri bakımından da kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil davası açması için davacılara usulüne uygun olarak süre verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra imar parsellerinin, ihyası istenilen kadastral parseller sınırları kapsamında kalan alanı belirlenerek infaza elverişli bir biçimde karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran diğer davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön