14. Hukuk Dairesi 2016/8282 E. , 2018/7704 K.
'İçtihat Metni'
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.12.2009 gününde verilen dilekçe ile sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı GSM şirketine ait baz istasyonunun kaldırılması talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozmama ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne.. dair verilen 15.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... AŞ vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 04.12.2009 tarihli dilekçesiyle davalıların 3860 ada 10 parselinde kayıtlı taşınmazın kat maliki bulunduklarını, davacıların çoğunluğunun ise komşu apartmanlarda oturan kat malikleri olduklarını, davalılar ile ... İletişim Hizm. A.Ş. arasında akdedilen 01.01.1997 tarihli sözleşme gereğince davalılar taşınmazına baz istasyonu yapıldığını, baz istasyonlarının insan sağlığına zararlı olduğu faaliyetine son verilmesine ve kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Hiz. A.Ş. vekili, yönetmelik gereğince baz istasyonu için müvekkilinin güvenlik sertifikası alarak faaliyete geçtiğini,baz istasyonunun sözü geçen yönetmelik hükümlerine göre faaliyet gösterdiğini, baz istasyonunun insan sağlığına zarar verdiği yönündeki iddiaların bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davayı kabul ettiğini diğer davalılar davanın reddini savunmuştur. Bir kısım davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, 25.06.2010 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen elektrik mühendisi bilirkişinin 30.06.2010 tarihli raporunda “mevcut baz istasyonunun ... İletişim Hizmetleri AŞ’ne ait olduğu, baz istasyonunun halen yürürlük bulunan 16.5.2009 gün ve 27230 sayılı resmi gazetede yayınlanan telekomünikasyon kurumu tarafından çıkartılan yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, dava konusu baz istasyonun bu yönetmelikteki elektrik alan şiddeti limit değerlerinin altında faaliyet gösterdiği” bildirilmiş ise de, komşuluk hukukuna aykırı bulunduğu kabul edilerek, 3860 ada 10 parselde kayıtlı ana taşınmazın terasında-çatısında kurulu bulunan davalı ...ne ait Baz İstasyonunun Faaliyetinin Durdurulmasına ve kaldırılmasına 07.12.2010 tarihinde karar verilmiştir.
Davalı ... vekilince temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay 1. H.D. 09.02.2012 tarih 2011/11776-2012/1071 sayılı ve '... yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen niteliklere haiz bilirkişiler ile uzun süreli radyasyona maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda görüş bildirebilecek uzman kişinin de aralarında yer aldığı bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılması; davacıların taşınmazları ile çekişme konusu baz istasyonunun konumları da gözetilmek suretiyle, aynı yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen ölçüm cihazları vasıtasıyla gerekli ölçümler yapılarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir..' denilerek karar bozulmuştur.
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin de Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.04.2013 tarih 2013/2774-5192 sayılı kararı ile reddine karar verilmiştir.
Mahkemece; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, konusunda uzman Dr. bilirkişide olduğu halde mahallinde, uzman bilirkişi heyeti ile 18.02.2014 tarihinde yöntemine uygun keşif yapılmış,
Bilirkişiler ... ve ... tarafından düzenlenilen 20.02.2014 tarihli rapor ile, '...elektromanyetik radyasyon sınır değerleri 21.04.2011 tarihli yeni yönetmelikte daha önce 16.05.2009 tarihli eski yönetmelikte var olan sınır değerler aynen korunmuştur. İlgili yönetmeliğe göre yapılan ölçümlerde baz istasyonun sınır değerlerinin altında kaldığı ancak salt sınır değerler üzerinden sağlık etkisinin değerlendirilmesi yanlış olup baz istasyonun konumu nedeniyle insan sağlığını olumsuz etkileyebileceği ...' belirtilmiştir.
Harita Mühendisi Bilirkişisi 18.04.2014 tarihli krokili, davacıların konutlarının dava konusu baz istasyonuna olan uzaklıkları ve konumları gösterilen rapor ile, '... Bir kısım davacıların ikamet ettiği Tatbikat Apartmanının dava konusu baz istasyonuna 41m-51,4m, Sayaret apartmamının 44,2 m. Kültür sitesinin 45,2m, Sokak ortası kesişim noktasının ise 30 m olduğu...' bildirilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2012 tarih 2012/4-147- 2012/327 sayılı kararında da belirlenildiği üzere davacıların dava açmakta haklı oldukları, kaldı ki, bu hizmetin davacılara ait konutun bulunduğu yerde verilmesinde zorunluluk bulunmadığı gibi, çevreye zarar verme ihtimali olmayan bir başka yerde de verilmesi olanak dahilinde olduğu halde çevresinde kendisinden daha yüksek binaların bulunduğu alanda daha alçakta kalacak şekilde ve aynı hizada bulunan katlarda yaşayan davacıların sağlıklı bir ortamda yaşama haklarının hiçe sayıldığı sonuç ve kanaatine varılmakla, diğer davalılar ile dahili davalılar aleyhindeki davanın kabulüne; 3860 ada 10 parselde kayıtlı taşınmazın terasında-çatısında kurulu bulunan davalı ...'ne ait baz istasyonunun faaliyetinin durdurulmasına ve kaldırılmasına, diğer davalılar hakkında feragat nedeniyle reddine ve atiye terk nedeniyle karar ittihazına yer olmadığına 15.05.2014 tarihinde karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... İletişim Hizmetleri A.Ş vekili temyiz etmiştir.
Baz istasyonları, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37. maddesi gereğince BTK tarafından bu konuyu düzenleyen Yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulan, günümüzde haberleşme ve iletişimin sağlanmasında önemli bir yeri olan, genel olarak alıcı/verici antenleri sayesinde elektromanyetik dalgaları (sinyalleri) alma ve gönderme işlemi yapan sistemlerdir. Konuşmanın az olduğu kırsal alanlarda 35 km’lik, konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir merkezlerinde ise 1-2 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen, çıkış güçleri oldukça düşük olan cihazlardan oluşmaktadır.
Ulaşılan son teknolojik gelişmelere göre, telefonla haberleşme ve iletişimin sağlıklı ve verimli olarak gerçekleştirilebilmesi için baz istasyonlarının bal peteği benzeri hücresel bir yapıda ve her bir peteğin içinde de en az bir baz istasyonu bulunacak şekilde kurulması zorunludur. Her bir istasyon kapasitesi itibariyle belirli sayıda abonenin haberleşmesini sağlayabileceğinden nüfusun yoğun olduğu yerleşim merkezlerinde daha çok
sayıda baz istasyonu kurulması gerekmektedir. Şehirlerin dışına çıkartılmaları halinde hücresel yapı bozulacağından haberleşme ve iletişimin sağlanabilmesi için gerek baz istasyonlarından abonelere gerekse abonelerden baz istasyonlarına karşılıklı olarak gereğinden çok yüksek elektromanyetik dalgalar gönderilmek zorunda kalınacak, toplum sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir.
Diğer taraftan, 05.11.2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu kanun gereğince çıkartılan yönetmelik uyarınca baz istasyonlarının sağlığa zarar vermeyecek şekilde; nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dahilinde kurulacağını belirleme ve kurallarını koyma işlemleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığının (BTK) görev ve yetkisindedir.
İnsan sağlığına etkileri konusunda başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Koruma Komisyonu (ICNIRP), Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE) gibi bir çok uluslararası kuruluşun yapmış oldukları çalışmaların neticesinde bir takım sınır değerler belirlenmiştir. BTK tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikte de Türkiye’de geçerli olacak sınır değerleri; ..., ..., ..., ICNIRP ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği değerin yaklaşık 1/4'ü olarak kabul edilmiştir.
Sağlığa zarar verdiği iddiası dışında baz istasyonlarının sertifikada belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olarak kurulmadığı, başlangıçta uygun kurulsa dahi sonradan sertifikadaki limit değer ve güvenlik mesafelerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaldırılmasına ilişkin talep ve itirazların ilgili mevzuat gereğince BTK’ye yapılması gerekmektedir. Bu kurumun uygulamalarına ve kararlarına karşı da idari yargıda dava açılmalıdır. Keza davacı, baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunu iddia ediyorsa, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açması gerekir.
Adli yargıda görülecek davalarda ise davanın kabul edilebilmesi için öncelikle baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığı ve sağlığa zarar verdiğine ilişkin iddiaların kanıtlanması gerekir. Bunun için de öncelikle ölçümleri yapacak olan bilirkişilerin nasıl seçilmesi gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulmalıdır.
21.04.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü Ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesi gereğince bu Yönetmelikte yer alan güvenlik mesafelerinin ölçümünün üniversitelerin; elektrik-elektronik, haberleşme, fizik mühendisliği, fizik lisansı veya elektromanyetik dalgalar ile ilgili dersleri alarak teknik bölümlerin birinden veya meslek yüksek okulu ile liselerinin elektrik, elektronik haberleşme teknolojisi (telekomünikasyon, haberleşme, haberleşme teknolojisi, elektronik haberleşme), elektronik teknoloji (elektrik-elektronik, elektrik elektronik teknikerliği, elektronik, endüstriyel elektronik) bölümlerinden mezun olan personel tarafından yapılacağı ve ölçüm işlemleri ölçüm sertifikası almış olan personel tarafından yapılabileceği,
Aynı Yönetmelikte yer alan Ölçüm Yapacak Personelin Nitelikleri Ve Ölçüm Sertifikası Alınmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğin 4. maddesinde ise; Sertifika Başvurusu Yapacakların Nitelikleri, Kurs Süresi ve Zamanı, Kursun İçeriği, Kurs Ücreti, Devam Zorunluluğu, Değerlendirme ve Belge Verilmesi, Sertifika başvurusu yapacakların nitelikleri, 5. maddesinde; Kurs süresi ve zamanı, 6. maddesinde; Kursun içeriği, 10. maddesinde ise; Elektromanyetik alan ölçüm sertifikası verilmesi ve iptali usulü düzenlenmiştir.
Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp yine yukarıda açıklanan Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak belirlenecek uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan hallerde elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için, kural olarak bir zararın doğmuş olması gerekir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise bu hak kullanılabilir. Bu nedenle baz istasyonlarının uzun vadede sağlığa zarar vereceği/verebileceği, baz istasyonlarından psikolojik olarak etkilenildiği/etkilenileceği vs. şeklindeki kanıtlanması mümkün olmayan soyut iddialarla açılan davaların dinlenmesi mümkün değildir.
Somut olaya gelince; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2012 tarihli, 2012/4-147 Esas 2012/327 Karar sayılı kararı o somut olaya ilişkin olarak verilmiş olup bu dava yönünden emsal niteliğinde değildir.
Bu itibarla 18.02.2014 tarihinde yapılan keşifde yer alan bilirkişi ... Üniversitesi Elektrik-Elektronik Müh. Böl. Elektromanyetik alanlar Teknik Bilirkişisi Prof. Dr. ...'nin mahkemece yargılama sırasında yürürlüğe giren 21.04.2011 tarihli Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak yönetmeliğin 12. maddesi gereğince belirlenecek, ölçüm sertifikasını almış olup olmadığı araştırılarak, varsa davaya konu baz istasyonlarının limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu ve işletilmekte olduğu anlaşılmış olup ayrıca baz istasyonlarının kararın gerekçesinde belirtilen soyut değerlendirmeler dışında davacının sağlığına zarar verdiği bilimsel delillerle de kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Yapılacak araştırmada Prof. Dr. ... isimli bilirkişinin ölçüm sertifikası olmadığının anlaşılması halinde ölçüm sertifikası olan uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılarak baz istasyonunun yukarıda belirtilen 21.04.2011 tarihli yönetmelik hükümlerine uygun olarak işletilmekte olup olmadığı hususlarında bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Hiz. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/8282 E. , 2018/7704 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat