14. Hukuk Dairesi 2015/15085 E. , 2018/3993 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.01.2013 gününde verilen dilekçe ile suya müdahalenin meni talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava suya vaki müdahalenin meni ve kal istemine ilişkindir.
Davacı, davalının ... ilçesi ... yaykıl mevkiinde bulunan birinci su kaynağına boru döşeyerek evine götürmek suretiyle, ikinci su kaynağı olan aynı mevkide bulunan ...ve davalının babası ile müşterek yaptıkları mahsendeki saatlendirmeye göre akıttıkları su kaynağına, davacının kullanması gereken kullanma saatinde davacıya ait su borusunu keserek kendisine ait boru döşemek suretiyle yaptığı müdahalesinin men’ine, davalının döşediği boruların kal’ini talep ve dava etmiştir.
Davalı davayı kabul etmediğini, davanın gerçekleri yansıtmadığını, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, davalının suya müdahalesinin menine, davalının döşediği boruların kal'ine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gereğince; Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
Bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen Türk Medeni Kanununun 756. maddesi gereğince de; 'Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak hakkı olarak ... kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.'
Gerek Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gerekse 756/2. maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.
Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tabii ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz (Gürsoy/Eren/Cansel, Türk Eşya Hukuku, ... 1978, s.618). Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması halinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 sayılı Yeraltı Suları Kanununa tabidir.
Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,... vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır.
Somut olayda; ... alanı içerisinde bulunan su kaynaklarının genel su olduğu davacılar tarafından sulama suyu ve içme suyu olarak kullanıldığı, davalı tarafın boru döşeyerek müdahale ettiği belirtilerek, suya yapılan müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda dava konusu su kaynakları gösterilmiş ancak hangi taşınmazlar tarafından kullanıldığı, davalı tarafından nereye götürüldüğü hususlarını içerir keşfi izlemeye ve denetime elverişli kroki düzenlenmemiştir.
Ayrıca davacının ikinci su kaynağı olarak belirttiği su kaynağı, davalı ve davacı tarafında otuzar saat su rejimi kurularak kullanıldığı bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından mahkemece yapılacak keşif sonucunda incelenecek hususun tarafların kendi aralarında kurdukları su rejimine davalının bir müdahalesi olup olmadığı araştırılmamış yine mahkemece hüküm sonucu kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek, açıkca şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi (HUMK 388/son) gerekirken dava konusu iki adet su kaynağı bulunduğu hususu dikkate alınmadan dava konusu tek su kaynağı varmış gibi sadece davanın kabulü, davalının suya müdahalesinin meni, davalıların döşediği boruların kal'ine karar verilerek, infazı mümkün olmayacak ve hatta yeni uyuşmazlıklara yol açacak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak suların en az olduğu bir dönemde, su işlerinden anlayan uzman bilirkişi (jeoloji mühendisi), ziraat mühendisi ve fen bilirkişi ile keşif yapılarak dava konusu kaynak suyunun debisinin ölçülerek, tarafların yararlandığı başka sular varsa bunlarda gözetilerek, dava konusu suya olan ihtiyaçlarını belirten, içme suyunun kullanma suyuna göre öncelikli bulunduğu hususuda nazara alınarak ayrıntılı keşfi izlemeye elverişli rapor alınması ve sonucuna göre (gerekirse su rejimide kurularak), karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2015/15085 E. , 2018/3993 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat