14. Hukuk Dairesi 2016/6221 E. , 2018/7298 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/6221 E. , 2018/7298 K.


'İçtihat Metni'

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı- birleştirilen dosya davalısı vekili tarafından, davalılar- birleştirilen dosya davacıları aleyhine 07.08.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 11.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar- birletirilen dosya davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada temliken tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; 150 ada 63 parselin davacıya ait olduğunu, kadastronun 12.3.2001 tarihinde kesinleşmesiyle 150 ada 63 parselin kadastro tespitinin 177 m2'lik kısım yönünden iptaline 150 ada 106 parsel olarak davalılar adına tesciline karar verildiğini, davalıların davacı kooperatife ait parselin sınırını da ihlal eder şekilde inşaat yapmaya başladıklarını, bu nedenle 150 ada 106 parsele yapılan kaçak inşaatın durdurulmasını ve kaçak inşaatın kaldırılarak eski hale getirilmesini istemiştir.
Davalı ... cevabında; yapılan inşaatın tamamen kendi taşınmazının sınırında olduğunu, davacı tarafın bu davayı açmakta aktif husumet ehliyeti olmadığını, dava konusu parselin imar planında “resmi kurum” olarak görünmesine rağmen talebi üzerine “konut” alanına çevrildiğini, imar tadilatının onay aşamasında olduğunu ve denetim görevinin ilgili Belediyeye ait olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen 2014/125 Esas sayılı dava dosyasında davacılar ..., ... ve ... vekili; inşaatın tecavüzlü kısmının kurulu bulunduğu davalı taşınmazına ait parçanın uygun bedel karşılığında mülkiyetinin davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Kooperatifi vekili birleştirilen davaya cevabında; davacının kendi kusuru ve kastı ile hak elde etmesinin mümkün olmayacağını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne; 150 ada 106 parsel numaralı taşınmazın aynı yerde kain davacıya ait 150 ada 63 parsel numaralı taşınmazın fen bilirkişisi ...'ın 10/03/2014 tarihli raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 18.42 m2'lik kısmına tecavüzlü olduğu tespit edildiğinden 18.42 m2'lik kısma davalılar tarafından yapılan müdahalenin men'ine, 12/03/2014 tarihli inşaat bilirkişisi ...'in raporundan fen bilirkişisi ...'ın 10/03/2014 tarihli raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 18.42 m2'lik kısmının yıkımının mümkün olmadığı anlaşıldığından dava konusu 150 ada 106 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki yapının yıkımına (kal'ine), birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü; davalılar-birleştirilen davacılar vekili temyiz etmiştir.
Elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden davanın kabulüne karar verilebilmesi için, elatmanın mülkiyet hakkının aşırı ve taşkın kullanılması niteliğini taşıması gerekir. Elatma, objektif ölçütlere göre hoşgörü ve tahammül sınırları içerisinde kalmakta ise elatmanın önlenmesine karar verilemez. Başka bir anlatımla, taşkın kullanma yoksa hakimin olaya müdahalesi gerekmeyeceğinden davanın reddi gerekir.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Somut olayın incelenmesinde; mahkemece her ne kadar 18.42 m2'lik taşkın kısma yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmiş ise de; hükme esas alınan 13.3.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda yer alan krokide davacı ve davalıya ait parsel numaraları açık ve net olarak gösterilmediği gibi davacının parseline taştığı belirtilen bölümün miktarı da krokide gösterilmemiştir.
Ayrıca; davacı tarafından tecavüz edilen yerin kal’i istenmesine rağmen mahkemece tüm binanın kal’ine karar verilmesi usulüne uygun değildir. Bu nedenle mahkemece fen bilirkişisinden yeniden izlenebilir kroki alınarak tecavüzlü kısmın net olarak saptanması ve o kısım yönünden kal kararı verilmesi gerekirken; yetersiz ve denetime uygun olmayan rapor ve krokiye dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılan nedenlerle, davalılar- birleştirilen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön