14. Hukuk Dairesi 2015/17115 E. , 2018/4803 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2015/17115 E. , 2018/4803 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.01.2013 birleştirilen davada 18.02.2013 günlerinde verilen dilekçeler ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden reddine, asıl ve birleştirilen dosya yönünden kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 24.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., bir kısım davalılar vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin miktar itibariyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Tebligat Kanununda değişiklik öngören maddelerin gerekçelerine göre, tebliğ işleminin iki veya üç tebligatla yapılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununda yapılan değişiklikten sonraki hükümlerde ve bu değişikliğe uygun olarak çıkarılan uygulama yönetmeliği hükümlerinde, muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde ilk tebliğin 21/2'ye göre yapılacağına imkan tanınmamış, aksine bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi tebligatın 10/1 ve 21/1 maddelere göre yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, ikinci tebliğin 21/2'ye göre yapılabileceği belirtilmiştir.
Ayrıca Yönetmeliğin 16. maddesinde, Kanunun 21/2. maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı belirtilerek, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığına, istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğuna da işaret etmektedir. İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesince muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
Somut olayda;
1-Davalı ...' ye yapılan gerekçeli karar tebligatının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK' nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK' nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu, davalı ...' in ise bilinen en son adresi olarak kabul edilen adresine yargılama sırasında yapılan tebligatların 21/2 uyarınca yapıldığı anlaşıldığından her iki davalıya da gerekçeli kararın usulüne uygun yeniden tebliği gerekmektedir.
2-HUMK'nın 434. maddesinde (HMK'nın 366. maddesi yollamasıyla 344. maddesi), temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi gerektiği, 10.05.1965 tarih 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıyla da peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte bir olacağı kabul edilmiştir. Hükmü temyiz eden davacı vekilince yatırılması gereken nisbi temyiz harcının eksik yatırıldığı anlaşıldığından; mahkemece, karar ve ilam harcı tutarının 1/4 oranındaki nispi temyiz harcının tamamlanması gerekir.
3-Dosya arasında mevcut 22.7.1966 tarihli geçici noter yardımcısı ...tarafından onaylandığı belirtilen 1966/2377 yevmiye nolu sözleşmede noter yardımcısının imzasına rastlanmadığından aslından onaylı olan örneğinin dosya arasına alınması gerekir.
4-Davacı vekilince 163 nolu parselin ifraz görerek 327 ve 328 nolu parsellere; 166 nolu parselin ifraz görerek 314, 315 ve 316 nolu parsellere ve 165 nolu parselin ifraz görerek 322,323,324,325 ve 326 nolu parsellere gittiği belirtildiğinden varsa ifraz ile oluşan yeni parsellerin ... kayıtları ilgili ... Müdürlüğü' nden temin edilerek dosya arasına alınmalıdır.
5-22.7.1966 tarihli sözleşmede taraf ...'in ...' e ait 26.8.2010 tarihli veraset ilamına göre mirasçısı olmadığı, ancak Batman Kadastro Mahkemesine ait 1964/6Esas ve 1964/115 karar sayılı ilamında ...' in muris ...' in eşi ve mirasçısı olduğu belirtildiğinden aradaki çelişkinin giderildiği ...' in ... mirasçısı olup olmadığını gösterir mirasçılık belgesi temin edilerek dosya arasına eklenmelidir.
Yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde davalılara gerekçeli kararın tebliği sağlanarak yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 25.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön