14. Hukuk Dairesi 2015/13951 E. , 2018/4325 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2015/13951 E. , 2018/4325 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2005 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle ... iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının paydaşı olduğu ... İli, ... İlçesi, 49 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 4/8 oranındaki payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamında dinlenen bir kısım tanıklar dava konusu taşınmaz üzerinde davacının ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümlerin bulunduğunu belirtmişler, ayrıca 22.06.2012 tarihli keşifteki gözlem sonucu hazırlanan 03.08.2012 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki krokide dava konusu taşınmazın yaklaşık yarı yarıya oranında davacı ve davalı tarafından ekilmiş ayçiçeği ve buğday bulunduğu tespit edilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından, mahkemece dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön