14. Hukuk Dairesi 2016/4652 E. , 2018/2070 K.
'İçtihat Metni'
....
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.07.2009 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davacı müdahil vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya vaki müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde;.... Mevkiinde, davacılara ait kadimden beri içme kullanma ve sulama suyu olarak kullandıkları kaynak sularının bulunduğunu, kaynağın önüne yaptıkları kaptaj vasıtasıyla sudan istifade ettiklerini, ancak, davalılar tarafından müvekkillerinin kaynağının yakınına kepçe ile kazı yapılmak suretiyle su çıkartıldığını, davalıların bu müdahalesi sonucunda müvekkillerine ait kaynakların çok azaldığını, sularının yetersiz kaldığını ileri sürerek müdahalenin önlenmesini talep etmiştir.
Müdahil davacılar vekili, dava dilekçesinde; davalıların yaptıkları müdahale nedeniyle köylerine ait çeşme suyunun iyice azalıp kuruma derecesine geldiğini ileri sürerek, davalıların müdahalelerinin önlenmesini istemiştir.
Mahkemece, davalılar tarafından yapılan kazı çalışmaları sonucunda; davacılara ait su kaynağının %10 oranında etkilendiği, müdahil davacılara ait kaynağın (çeşmenin) önemli ölçüde etkilediğinin jeoloji bilirkişisi raporuyla sabit olduğu gerekçesiyle, davacıların davalarının kabulüyle davalılara ait .... bulunan 2 adet su gözesinden çıkan suyun 0,0046 Lt/saniyesinin davacılara tahsisine, müdahil davacılar yönünden ise, davanın kabulü ile davalıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir. Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 3. Hukuk Dairesinin 13.03.2013 tarih ve 2013/1017-4265
E.K. sayılı ilamıyla “...mahallinde 3 kişilik jeoloji mühendisi vasıtasıyla keşif yapılarak davalıların yaptıkları müdahale sonucunda davacıların kaynaklarının ne ölçüde etkilendiği tam ve sağlıklı olarak tesbit edilip bu etkilenmeye göre, gerekiyorsa su rejimi kurulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş...” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkeme bozma ilamına uymuş, davacı taraf keşif masrafını yatırmadığından, dosyada mevcut delillerle karar verilmesini talep ettiğinden, keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığına, bozma ilamında belirtilen davalının yaptığı kazıların davacının suyunu hangi oranda etkilediği hususunun tespit edilemediğine bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve asli müdahil ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya ve dosya içeriğine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Asli müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gereğince; arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
Bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen Türk Medeni Kanununun 756. maddesi gereğince de; 'Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.'
Gerek Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gerekse 756/2. maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.
Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tabi ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz .... Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması halinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 sayılı Yeraltı Suları Kanununa tabidir.
Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır.
Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde, karara ulaşmak bakımından, mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemleri tarafların ya da mahkemenin arzularına, insiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, 08.05.2015 tarihli oturumda, davacı tarafa, keşif sırasında iş makinesini hazır etmek ve eksik keşif harcını yatırmak üzere ihtarda bulunulduğu, bir sonraki 04.09.2015 tarihli oturumda yine davacı tarafa, keşif sırasında iş makinesini hazır etmesi ve eksik keşif harcını yatırması için ihtarda bulunulduğu, davacılar vekilinin 23.10.2015 tarihli oturumda, 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamından önce kaynağın eski hale getirilmesinin mümkün olmadığı belirtildiğinden yeniden keşif yapılmasının usul hukukuna aykırı olacağından mevcut delil durumuna göre karar verilmesini istemesi üzerine, mahkemece keşif yapılmaksızın kesin kanaate ulaşılamayacağından, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacı vekiline önceki bozma ilamında belirtildiği üzere keşif giderlerini yatırması için süre verilmiş, davacılar vekili tarafından keşif giderlerinin yatırılmayacağının bildirilmesi üzerine mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, asli müdahil ... Belediyesine bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak üzere keşif giderlerini yatırması için usulüne uygun süre verilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle asli müdahil ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan hükmün
BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde asli müdahil .... Belediyesine iadesine, 19.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/4652 E. , 2018/2070 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 92 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat