14. Hukuk Dairesi 2016/12115 E. , 2019/8887 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/05/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalı borçlu ...'ün dava konusu taşınmazlarda müstakil payının bulunduğu, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılan değişiklikle artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın 3. şahıslara satış ve devri mümkün hale geldiğinden davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Borçlu ortağın alacaklısı, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesine göre icra hakimliğinden alacağı yetki belgesine dayanarak elbirliği mülkiyetine konu ve borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir, paylı mülkiyette ise borçlu payının satışı mümkün olduğundan ortaklığın giderilmesi davası açamaz.
Elbirliği mülkiyetine konu ve borçlunun ortağı olduğu taşınmazlar için açılan ortaklığın giderilmesi davalarında, borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; dava konusu 12 adet taşınmazın paydaşlarından biri olan ..., davalı borçlu Hüseyin'in babası olup davalı borçlunun dava konusu taşınmazlarda müstakil payının bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece, öncelikle tapu kayıtlarına göre kayıt maliklerinin tespit edilerek sağ ise bu kişilerin, ölmüş ise temin edilecek mirasçılık belgelerine göre yasal mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, tapu kayıt maliki/paydaş ...'ün mirasçısı olan davalı ...'ün dosya kapsamına göre kısıtlı olduğu anlaşılmakta ise de kısıtlama ve vasi tayinine ilişkin mahkeme kararının getirtilmemesi de doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/12115 E. , 2019/8887 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat